BIST 9.058
DOLAR 32,31
EURO 35,11
ALTIN 2.291,36
HABER /  GÜNCEL

Alevisiz Alevilik yaratıyorlar!

CHP Manisa milletvekili Sakine Öz, geçtiğimiz hafta, Manisa'nın Salihli içlesine bağlı, bir Alevi Köyü olan Yeşilova Köyü'nde açılan Kuran Kursu'nun köylü için acil ihtiyaç olmadığını meclis gündemine taşımıştı.

Abone ol

NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA- Daha sonra, bir kaç gazetede çıkan haberlerin olayı aslından çok uzaklaştığını söyleyen Sakine Öz, Kuran kursuna neden "karşı çıktığını" İnternethaber'e anlattı. 

HİZMET İSTİYORSAN BİZİM TARİF ETTİĞİMİZ İSLAMI YAŞA

Alevi Köylerine Kur’an kursu açılmasında eleştirdiğiniz noktalar nelerdir?

"Alevi Köylerine Kur’an Kursu açılması konusu, aslında Manisa’da önceki aylarda da gündeme gelmişti. Ben, gerek o günlerdeki tavrımla, gerekse geçtiğimiz günlerdeki Kur’an Kursu açılışlarında sorunu şöyle ortaya koydum ve birçok Alevi yurttaşımızın bana aktardığı temel talepleri dile getirdim:

Sorun, Manisa’da birçok Alevi köyünün köprü, okul, yol, içme suyu sorunu tüm ısrarlarımıza rağmen çözülmezken, hükümete oy vermeyen köyler bir bir hizmetten yoksun bırakılırken, temel talep ve ihtiyaçlar arasında yer almayan Kur’an kurslarının bu köylerimizde açılmaya çalışılmasıdır. “Hizmet istiyorsan bizim dediğimiz gibi yaşa, bizim tarif ettiğimiz İslam’ı yaşa..!” denmesidir.

basliksiz-4.20130929193341.jpg Ayrıca, Diyanet’in, her inanca eşit hizmet vermesi gerektiğini savunuyor, kuruluş amacı doğrultusunda işlemesini talep ediyorum. Aynı gün içinde iki Kur’an kursu açılışında konuştum. Birisi Sünni, diğeri Alevi köyüydü. Burada yaptığım açıklamalarda da belirtmiştim, Diyanet İşleri’nin tarafsız yürüteceği görevlerin, laik cumhuriyetimiz açısından son derece önemli olduğu görüşündeyim ve Diyanet’e özünde karşı değilim. Diyanet’in bugünkü bakış açısının büyük sorunlar içerdiğini uygulamalarla birlikte ortaya koyuyorum.

Burada yapılan, köylerin öncelikli taleplerinin sırf hükümete oy vermedikleri ve farklı düşündükleri için yok sayılması ve ardından, Diyanet’in, Alevilerin yasal statüsü tanınmış cemevi taleplerini görmezden gelerek, inançlarına saygı göstermeyerek tektip bir İslam anlayışını köylerimize götürme çabasıdır.

Yol, su, köprü, dere, okul sorunu yaşayan köyde asıl talepler birikmiş, ben bu sorunların çözümü için çaba harcıyorum. Her yerde de ilgililere bu talepleri iletiyorum. Bu sorunlar çözüm beklerken köye uğramayan devlet protokolü, Kur’an kursu açılışına konvoylarla geliyorsa, bu köylerimizin sorunlarını orada da anlatmak benim görevimdir.

KURAN KURSU AÇILIŞINA ONLARCA ARAÇLIK KONVOYLA GELDİLER

Salihli’nin Yeşilova Köyü’ndeki Kur’an Kursu açılışında tam olarak neler yaşandı?

Siyaseti mezhep ve etnik kimlik temelinde yapmayı tercih etmeyen bir siyasetçi olarak, ilk günden itibaren köylerimizin temel altyapı sorunlarının daha öncelikli ihtiyaçları olduğuna dikkat çekiyorum. Yeşilova da bu sorunların oldukça biriktiği çözüm bekleyen bir köyümüz… Çözüme odaklanması gereken yetkililer ise, her fırsatta dile getirdiğim taşımalı okul sorunu devam eden, yolları ve içme suyu sorunlu, deresi hastalık yayan Yeşilova’daki sıkıntıları görmezden geliyor. Hizmetin eksik götürüldüğü bu Alevi köyümüze Kur’an kursu açılışı olduğunda ise, onlarca araçlık konvoyla geliyorlar.

Sizce bunca olay içinde bir sorun yok mu? Törenler sırasında da yetkililerden okul isteyen, yol isteyen, cemevi isteyen köy sakinlerinin talepleri sürdü… İşte ben bu talebi bir kez de kurs açılışında duyurmayı görev bildim. Beraberinde Alevilerin inançlarına saygı gösteren bir din hizmetinin sağlanmasını yetkililerden talep ettim.

İNANÇ ÜZERİNDEN SİYASET YAPACAKLARINA...

Hükümet ve yerel yöneticiler, köylerin sorunlarına duyarsız mı, asıl sorun nerede?

Asıl konu, sorunun bir Alevi köyünde olması değildir… Öncelikli ihtiyaçları bir türlü karşılanmayan, mevcut iktidardan farklı siyasi görüş ya da inanç taşıyan köylere hizmet götürülmezken, bu köylerimize sanki inatla iktidarın kendi görüş ve önceliklerinin dayatılmasıdır.

Alevi Köyü Yeşilova ile aynı gün, ikinci Kur’an kursu açılışında, bu defa Sünni nüfus ağırlıklı Salihli-Çapaklı Köyümüzde konuştum. Burada da talep doğrultusunda Kur’an kursunun açılmasından yana olduğumu, din eğitiminin Diyanet tarafından verilmesinin laik yapımızın güvencesi olduğunu belirttim, ancak Çapaklı köyümüzün tıpkı Yeşilova gibi temel altyapı sorunlarının da mutlaka çözülmesi gerektiğini savundum.

Birçok basın organında, konuşmam ve basın açıklamam bütünlüğü içinde verilmiş, bazılarında ise konu çarpıtılmış ve köyde yaşanan diyaloglar eksik ya da yanlış aktarılmış. Köylülerimizin temel talepleri ve uygulanan yanlış politikaların üzeri örtülmek istenmiş…

Açıklama yaptığım köylerimizi düzenli ziyaret edip sorunlarını bire bir tespit ettiğim için, köylerimizin talep ve beklentilerini ilk ağızdan duyurabiliyorum. İlgililere aktardığım altyapı, eğitim sorunlarının birçoğu çözüm bekliyor, somut adımlar atılmış değil. Siyaset anlayışımda sorunun yanında çözümü de belirtmek olduğu için rahatım… Yetkililer ve hükümeti ise, inanç üzerinden siyaset izleyeceklerine, köylerimizin ihtiyaçlarına yanıt versinler. asıl çabam bu.!

DİYANETİN TEMEL DİN EĞİTİMİNİ KÖYLERDE SUNMASINA DESTEK VERİYORUM

Diyanet’in Alevi inancına bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Köylerin talepleriyle devletin hizmet götürme anlayışı çatışıyor mu?

Öncelikle, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluş felsefesindeki dini eğitimi tarafsız ve ehil kişilerce vermek üzerine kurulu laiklik politikamızın, cumhuriyetmizin çok önemli bir kazanımı olduğunu savunuyor ve Diyanet’in temel din eğitimini köylerimizde de sunmasını destekliyorum.

Ne var ki sorun, Diyanet’in temelde Sünni İslam inancına dayalı bir hizmeti vermesi, Alevi köylerindeki Kur’an kurslarında da bu uygulamanın sürdürülmesidir. Manisa’nın hemen her köyüne inanç ve görüş farkı gözetmeden her hafta ziyaret eden bir milletvekili olarak rahatlıkla söylüyorum; 2013 Türkiyesi’nde, bu köylerimizin temel ihtiyacı hala çözülememiş olan sorunlu yol, köprü, içme suyu, dere yatağı ve taşımalı eğitime son verecek bir düzendir. Engelli çocuğunu her gün uzaktaki okula göndermekte zorlanan aileler, Yeşilyurt’ta onarım bekleyen köy okullarının yeniden açılmasını istiyor.

Diğer köydeki okula mesafe nedeniyle gönderilemeyecek engelli çocuklarımız için önemli olan, kapalı okullarının tamir edilerek hizmete açılmasıdır. Selde yıkılan köprülerinin onarımını talep eden köylülerimizin ilk günden yardımına yetiştiğimizde, sorunlarını dile getirdiğimizde susanlar, yardımda geciken yetkililer, o zaman bu temel talepleri görmezden gelenler, geçtiğimiz günkü Kur’an kursu açılışına onlarca konvoyluk araçlarla, geniş bir devlet protokolüyle çıkageldiler.

ZOR GÜNDE KÖYE YOLU DÜŞMEYENLER GÖSTERİŞLİ TÖRENLE KURS BİNASI AÇIYOR

Köyün öncelikli sorunlarını ve taleplerini bir yana koyun, bir de bu gösterişli tören için köye çıkartma yapan devlet protoklünü bir yana koyun; manzara ortadadır…

Bir oyun oynanmak istendi, ama direndik ve köy sakinlerimizle bu oyuna karşı durduk. Bu, Alevi köylerine ve köylerin inanç özgürlüklerine saygı göstermeden Sünni inancını dayatma projesidir.

Ben, ayrım yapmadan, her köyü gezip sorunları Meclis gündemine taşırken, çözüm yollarını tek tek gösterirken geri duranları, vatandaşlarımız Yeşilova Köyü’ndeki Kur’an kursu açılışında da eleştirdi. Bunları yazamayacak durumda olanları anlıyorum, üzerlerinde bir baskı var ama köy halkımız, törende rahat rahat eleştirilerini sıraladı, isteklerimizi hep birlikte söyledik…

Köylülerimiz, benim de olduğum ortamda, temiz su, hastalık saçan pis dere suyunun boru içine alınması, onarım bekleyen okul, çamurlu yol sorunlarını, cemevi ihtiyaçlarını rahatlıkla sıraladı.

Sayıları az da olsa, bazı basın organlarında Kur’an kursu açılışı çok eksik ve hatalı aktarılmış. Öyle ki, törende konuşulmayan sözler, bana o açılışta yetkililerin veremediği yanıtlar sonradan yazılmış. Bu yanıtların birçoğu, her zamanki gibi yine lafı dolandırmaya, günü kurtarmaya, sorunları görmezden gelmeye dayalı yapay iyi niyet gösterileridir.

Köylülerimizin törendeki tepkisi o kadar netti ki, kendi sorunlarını görmezden gelen ve hizmettten geri bırakanları açıkça eleştirdiler. Bir gazete, köy muhtarının bana yanıt verdiğini iddia etmiş ki, orada olmadı öyle bir şey… Muhtarımız sadece kurs açılışıyla ilgili bir hoşgeldiniz konuşması yaptı, yerine geçti. Köyde bu gibi taleplerin olduğuna dair ne bir söz söyledi, ne de köyün asıl ihtiyaçlarının neler olduğunu o konuşmasında savundu. Bu talepleri köylülerimizin rızasıyla ben dile getirdim.

Köye törenden 1 gün once de gittim, sorunları yerinde dinlediğim için çok rahatlıkla söylüyorum; köylülerimiz, neredeyse 30 m2’lik bir Kur’an kursunun 20 günlük sürede, doğru dürüst görüş alınmadan, oldu bittiye getirilerek Yeşilova’ya yapıldığını belirtiyorlar.

KADINLARI SİYASETE ALET ETTİLER

Köylülerin Kur’an kursu talebi olduğuna dair iddialar için neler söyleyeceksiniz?

O konu pek de göründüğü gibi değil…

Törenden önceki gün de köydeydim. Ziyaretimde köy sakinlerinin çoğunun Kur’an kursu yapımından dahi haberdar edilmediğini bizzat dinledim. Kadınların Kur’an kursu talebi olduğu iddiaları da “biz bir iş yapmayı aklımıza koyduk, önden kararı aldık, ileride maraza çıkmasın” diyerek alınmış imzalardan oluşuyor.

Alınan Kur’an kursu talebine dair imzaları üstüne üstlük ‘kadınlar talep etti’ diyerek basın yayın organlarında öne sürmek, kadınlar üzerinden konuya bir dokunulmazlık ve duygusal hassasiyet katma girişimi, son derece hatalı bir adımdır. Bana dokunan bir yanlışları da, kadınların duyarlılığını dine ve siyasete alet etmeleridir.

SADECE KONUŞMALARA KATILDIM

Eleştirdiğiniz bir açılışa neden katıldınız?

Alevi köyü Yeşilova’daki Kur’an kursu açılışı töreninde sadece konuşmalara katıldım ve köylülerimizle önceden konuştuğum ortak sorunları dile getirdim. Köy sakinlerinin yanında olmak, taleplerini bir milletvekilinden önce, bir yurttaş olarak kürsüde dillendirmek gereğini duydum. Ancak kurdele kesme kısmına katılmayı reddettim, çünkü bu kursumuzun köyün öncelikli ihtiyaçları ve talepleri arasında olmadığı çok bellidir.

Manisa köylerinde hizmet gelmeyen yerlerin sorunlarını her gün takip ettiğim için, asıl yol, su, okul sorunlarımızı orada da duyurmak, Alevi köylerimize uygulanan ayrımcı ve baskıcı politikaları köy sakinlerimle birlikte ortaya koymak istedim.

Yine açılış töreninde saygı duruşu öncesi Atatürk’ün adının anılmamasına, İstiklal Marşımızın son derece özensiz okunmasını eleştirdim.

Sünni yoğunluklu nüfusun yaşadığı köyümüz Çapaklı’daki açılışa da aynı gün katıldım ve konuşmamda kursun talep doğrultusunda açılmasından, Diyanet’in her görüşe açık din eğitimini vermesinden memnun olacağımı belirttim. Çapaklı köyümüzün öncelikli sorunlarını burada da aktardım ve kurdele kesme törenine sadece Çapaklı’da katıldım.

Yeşilova köylülerinin açılışa ilgisi var mıydı?

Köyle temasım düzenli sürdüğü için, tepkileri önceden beri biliyorum. Tören günü kahveye varıp ‘benimle açılışa gelen var mı’ diye sorunca, erkeklerin çoğu zaten töreni protesto etti ve kahvede kaldı, tören alanına gelmedi. Yeşilova büyük bir köy, açılışa katılanlarımızın sayısını düşününce, köyün büyük kısmının törene katılmadığını söyleyebilirim.

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİNDE ALEVİLERİN TALEPLERİ KARŞILANMALIDIR

Olayın “Demokratikleşme Paketi”nin açıklanacağı günlere denk gelmesi konusunda neler söylersiniz?

“Demokratikleşme Paketi” denen bir süreç dillerde dolanıyor… İçeriği bilinmemekle birlikte, madem demokratikleşme konuşulacak, Türkiye’deki birçok sorun gibi, Alevilerin talep ve beklentileri de bu pakette karşılanmalıdır. Alevi öğretisi, dedelere maaş bağlanmasını ve devletin gölgesi altına girmeyi zaten kabul etmediği gibi, kendisini başka güçlerin tanımlamasını, tarif etmesini baştan reddeder. İnançlara saygı gösteren Aleviler, en başta kendi inanç ve öğretilerine sayı bekler, ki en doğal haktır.

Gelin görün ki, demokratikleşme paketi günlerinde Alevilerin hak ve öğretilerini hiçe sayan uygulamaları, Alevi köylerine uygulanan hizmet ayrımcılığını görmek, bizi derinden üzüyor. Bu üzüntümüzü, sadece Alevi köyleri için değil, farklı inanç ya da siyasi tercihleri nedeniyle devlet hizmetinden yoksun bırakılan, eksik hizmet götürülen her köy için ortaya koymaya devam edeceğiz.

Sorunun çözümü, dinimizin ehil ve her inancı içinde barındıracak bir eğitimle ve saygıyla öğretilmesinden geçer. Devletin cemevini görmediği, tek ibadet yerini cami saydığı yerde, Alevi inancı ve öğretisini tanımadığı düzende, başka cemaatler yoluyla göstermelik ortak “cami-cemevleri” yapmak, Alevi köylerine Kur’an kursu binaları inşa ettirmek, Alevilerin büyük bölümünü daha çok incitmektedir. Devlet değil de bir grup, cemaat, parti ya da kişi size bir yardım yapıyorsa, bunun karşılığını bir şekilde elbette bekler ve inandırıcı olamaz.

ALEVİSİZ ALEVİLİK PEŞİNDE KOŞMANIN KİMSEYE YARARI YOK

Alevi köylerinde açılan Kur’an kursu binaları genelde talep görüyor mu?

Açıkçası, Alevisiz Alevilik peşinde koşmanın, kendi görüşü doğrultusunda Aleviler yaratma çabasının kimseye bir yararı olmayacak. Alevi köylerinin ihtiyaçları ortadayken, Alevilerin akıllarıyla dalga geçtiğini sananların açtığı kurs binaları, kısa sürede talep yetersizliğinden kapanıyor.

Kur’an kursu açılışı töreni sırasında “Madem burada Kur’an kursu açılıyor, Diyanet neden cemevi yapımını üstlenmiyor?’ diye sordum, yetkililerden ses çıkmadı. Konuşmamda, “Kur’an kursuna atanacak görevli kişi Alevi olacak mı ya da Kur’an kurslarına Alevi hoca atayacak mısınız?” diye sorduğumda, yanıt veremediler. “Sünni mezhepteki bir köye Şafi ya da Sünni bir hocanın eğitim vermesini kabul edecek misiniz?” diye sordum, suskun kaldılar.

DİYANET HER TÜRLÜ ASİMİLASYONDAN UZAK BİR MESAFEDE OLMALI

Nasıl bir Diyanet, nasıl bir din hizmeti bekliyorsunuz?

Biz, Ege’de, özellikle Manisa’da birbirimizin inançlarına ve değerlerine saygıyla doğduk, büyüdük. Kimse kimsenin inancına karışmaz ve baskı uygulanmazdı. Tören sırasında da köylülerimiz bana destek çıkarak “Bir başka Sünni köyü örnek verdiler haklı olarak, oraya zorla cemevi açılsaydı nasıl karşılardınız?” diye sordular, yetkililer yine çaresiz kaldı…

Biz, dini eğitimin tarafsız, siyasi baskı ve her türlü asimilasyondan uzak, her inanç ve görüşe eşit mesafede olmasını istiyoruz. Kur’an kursu binaları için önden karar alıp bu emrivakiyi “imza dilekçeleri vardı, talep sonucu açtık” diye mazur göstermeyi denemenin hiçbir anlamı yoktur. Bu, Alevilerin akıllarıyla dalga geçmeye çalışmaktır.

Açıkça ortaya koyduk ki, Mayıs ayında bir başka Alevi köyümüzde açılan Kur’an kursunda da benzer sorunlar vardı. Köy karar defterine ‘kurs binası’ diye bir ifade yazılıyor, müftülük daha sonra bu yeri Kur’an kursuna dönüştürüp “zaten talep vardı” diyor. Köylerimizdeki eğitim ve kadınların meslek öğrenme kanalları, bu gibi hatalı politikalarla ve dinimiz açıkça kullanılarak tıkanıyor. Yine birçok Alevi köyünde açılan Kur’an kurslarının öğrenci sorunuyla karşılaştığını görüyoruz. Şova varan gövde gösterileriyle açılan binalar, belli bir zaman sonra boşluğa terk edilmektedir.

Sorunlarımız, hiçbir yurttaşımızın görüş, inanç ve değer farkı gözetilmeden eşit yurttaşlar olarak değer görülerek gerçekten hizmet aldığı; devletin tüm inançlara eşit mesafede durduğu ve bu noktadan din hizmeti sunduğu bir anlayışla çözülebilir.