BIST 9.692
DOLAR 32,59
EURO 34,87
ALTIN 2.496,52

Alanya’da Turizme Hazırlık ve Terör…

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İzmir ve Manisa’da milyonlarca metrekarelik doğal sit alanı ve tarım arazisini yapılaşmaya açarak yeni konut, otel ve sanayi tesislerine yol verdi…

“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İzmir ve Manisa’da milyonlarca metrekarelik doğal sit  alanı ve tarım arazisini yapılaşmaya açarak yeni konut, otel ve sanayi tesislerine yol verdi…Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan ve son 1.5 yıl içerisinde 3 kez değiştirilerek onaylanan İzmir- Manisa 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı yürürlüğe girdi. Şehir Plancılar Odası, planın yürütmesinin durdurulması ve iptali için 26 Şubat 2016 tarihinde Danıştay 6. Dairesi’ne başvurdu.”(Basından)

İyi bildiğimiz için Alanya’dan örnek verelim. Sayın yetkilliler, lütfen, doğaya kıymayalım.

Doğa’da yapılan tahribatın geri dönüşü yok…Alanya/Mahmutlar’ın son 10 yıldaki olumsuz halini görünüz. O güzelim muz/portakal bahçeleri 15-20 katlı sitelere terk edildi; mütahitler, arsa sahipleri köşe oldu (gerçi evler ellerinde kalmış durumda…) ama ya insanlar, gelecek, doğa?!... Mahmutlar, bina mezarlığına döndü. 15.000 boş ev var ve hala inşaatlar hızla devam ediyor. Kestel kendini kurtardı, alınan kararla 5 kat üstüne izin vermedi, ama bahçelerin betonlaşması orda da hızla devam

ediyor. Sitelerin hepsinde havuz (büyük-küçük) var…Mahmutlar halkı artık yeşile hasret durumda ve

kimse engel olmuyor/olmak istemiyor…Şimdi Mahmutların merkezine (Cumartesi Pazarının kurulduğu yere) AVM yapılacağı söyleniyor. George Owen; “Yağmur, namuslunun da üstüne yağar, namussuzun da. Ama namusluyu daha çok ıslatır. Çünkü namussuz, namuslunun şemsiyesini çalmıştır.” demiş.

Her kişi, çocukların geleceği için girişimler yapmalı, doğanın betonlaşmasına/çalınmasına göz yummamalı…Her şeye, rant gözüyle bakılmamalı.

Alanya Yaza Hazırlanıyor mu?...

Alanya geçen sene, seçim öncesi çıkan olaylardan/yakıp yıkmalardan/yağmalamalardan çok etkilendi ve turistler bavullarını alıp şehri terkettiler. Bunu geçen yaz belirtmiştim. Bu sene de durum turizm açısından iyi değil. Rusların son yıllarda tatil için Antalya/Alanya’yı seçtiği biliniyor.

Ancak Rusya ile yaşanan uçak krizi tuz biber ekti. Turizm can çekişiyor, yan sektör kan ağlıyor, Rusya ile iş yapanların bir kısmı battı, dericiler iflası çekti, binlerce kişi işsiz kaldı..

Şu anda; kiralık-satılık ev/dükkan/restoran v.b. ilanlarından geçilmiyor. Ev satışları durmuş vaziyette.

İlin en önemli sorunu terör ve kaçak insanlar. Çünkü, bölgenin çok rahat olması, kontrollerin sıkı yapılmaması ile borçlular, arananlar, kaçaklar, boşanmışlar v.b. yazın burayı doldurmakta ve sorunlar/olaylar artmakta. İlgililere seslenmek istiyorum;

Şu anda Alanya/Mahmutlar boşalmış vaziyette. Çok sıkı bir şekilde tarama yapılmalı, işsiz- aylak, kaçak kişiler yapılacak GBT sorgulamaları ve kontrollerle yakalanmalı veya il dışına gönderilmelidir. Akdenizin kıyı tek alternatif yolu olan Mersin-Antalya hattında kontroller Nisan ayından itibaren sıklaştırılmalı. Gazipaşa- Demirtaş bölgesinde ve Konya-Antalya’dan Alanya girişi olan

Manavgat’ta kontrol noktaları kurulmalıdır. GBT sorgulamaları yapılmalı, işi olmayanlara geçici belge ve süre verilip, süre sonunda ikametgah gösteremeyenler geldikleri yerlere geri gönderilmelidir. Huzur ve güven için şimdiden çalışmalara geçilmelidir.

Alanya Belediyesi, şimdiden çevre/trafik düzenini sağlamalı, kıyıları temizlemeli, yaz boyunca sahil temizlik timleri kurarak, sahilleri çöpten kurtarmalıdır. Bu arada ilde; güçsüz olan trafolar yenilenmeli, su şebekeleri, koku yapan dereler temizlenmeli, her geçen gün azalan yeşilliklerin yerine park alanları yapılmalıdır.

Yine, tatil için gelen yazlıkçı çocukların ve yerli halkın kendilerini geliştirici yaz kursları (sanat, müzik, spor, ağaç işciliği, bahçecilik v.b.) şimdiden planlanmalı, ile gelen sanatçılardan yararlanma yoluna gidilmelidir. Başıboş çocukların topluma zararı büyüktür. Tatil için gelen üniversite öğrencileri tesbit edilmeli, onlardan yarı zamanlı yararlanmanın yolları bulunmalıdır.Tatil için gelen ve (evlerde uzun süre kalan ) yazı Alanya’da geçiren yabancılar arasında, önemli mesleklerde olanlar da tesbit edilmeli, topluma yararlı projelere geçilmelidir.

Belediyeler; sitelerin bahçelerinin çiçeklendirilmesi, spor alanlarının/aletlerinin yapılması konusunda destek vermelidirler. (Elbette yazdıklarımız bütün kıyı kentlerimiz içinde geçerlidir.) Çocuk parklarındaki kay kay merdivenleri kaldırılarak, yatay yürüme yolu haline getirilmesinde yarar vardır.

Yazlıklarda uzun süre (2-3 ay kalan) oturanların meslekleri bir çalışma ile tesbit edilmelidir.

Başkanlar, örnek siteleri gezerek/ödüllendirerek topluma mesaj vermelidirler.

Köşe Yazılarında Terör…

Türkiye Gazetesi yazarı Sn. Batuhan Yaşar yazısında

Okuyalım;

“….PKK ve DAEŞ, Nusaybin’i kaçakçılık üssü olarak kullanıyor. (Günaydın)

DAEŞ şöyle yapıyor; PKK’yı taşeron olarak kullanıyor.(Günaydın)

Bu yüzden Nusaybin’de PKK’nın hemen arkasında DAEŞ de var. (Günaydın) Adımınızı atsanız karşısı Kamışlı biliyorsunuz. PYD ve YPG’yi de unutmuyoruz tabii.(Çok iyi

Yüksekova nasıl uyuşturucu merkezi hâline getirildiyse Nusaybin de her türlü kaçakçılığın merkezi hâline sokuldu.(Günaydın)

Stratejik ortaklarımızın havadan attığı silahlar şimdilerde Türkiye’ye karşı kullanılıyor.

(Günaydın)

Sn. Yaşar; kusura bakmayın ama, yazdığınız yeni şeyler değil ki!...Bunları 2010’dan beri; basında/ basına sızan emniyet raporlarında/köşe yazılarında zaten okuyor, biliyor, telaşlanıyorduk.

Ama, maalesef, korktuğumuz başımıza geldi…

Sn. Yaşar; durum gerçekten vahim, bu yılıda toplum/ekonomik olarak kaybetmek üzereyiz…

“Müzisyenlerle devamlı temastayım. Hepsi tatsız, keyifsiz. Eğlence sektörü deseniz herkesin yüzünden düşen bin parça. Ne eğlence kaldı ne sektörü. Ağızları bıçak açmıyor. Bezginlik, bıkkınlık hakim. Doğru dürüst konser, festival ender artık ülkede. Herkes iptal ediyor. Erteliyor. Artık o kadar çok iptal ve erteleme var ki çoğu etkinlik kafadan “Hiç yapmayalım biz bunu, zaten iptal olur”a bağladı.  Bu sektöre para yatıracak olanlar da yatırmaktan vazgeçti çoktan. Niye riske girsin? Bir kısmı zaten artık istese de destek olamıyor. Sponsorlukları daraltıp yasakladılar…” 

Sanatçı dostlarımız, 2015 yazını ölü/iptallerle geçirdiler, şimdi 2016 yılını da kaybetmek üzereler. Her şey önümüzdeki bir aya bağlı…Terörden/güvensiz ortamdan sadece turizm kaybetmiyor, ona bağlı olarak 250 kalem de zarara uğruyor. O yüzden; barış….. barış….. barış..diyoruz…

“Yani bakın hakkaten bu işlerden çok sıkıldım. Ben burada artık magazin programı yapmak istiyorum. Bilim programı yapmak istedim onu da yaptırmadılar. Bu siyasetteki anlamsız durumdan gerçekten çok sıkılmış vaziyetteyim. Şarkıcı türkücü diyeceğim ama artık onların da sesi soluğu çıkmaz oldu. Onlar da konuşamaz oldular. İnşallah yine tatile çıkarırlar. Türk halkının uzun bir tatile çıkması lazım. Ama ben bu Türkiye'deki siyasi ortamdan gerçekten çok sıkıldım. Ne söylense kabahat.

Ne söylense birisi yanlış yaptı. Gerçekten burama gelmiş vaziyette. Siz baskıdan bahsediyorsunuz.

Biz bu baskıyı birebir iliklerimize kadar yaşıyoruz burada" ( F.Altaylı/Teke tek) 

Sn. Altaylı; sizin ve Sn.Yaşar’ın vurguladığınız/bahsettiğiniz sorunlardan, şarkıcı / türkücülerde sevdayı çalacak saz/söz kalmadı ki!...

SEVDAYI ÇALACAK SAZIM YOK ARTIK

BİR DOLU YALANIN İÇİNDE KALDIM

DOĞRUYU DİYECEK SÖZÜM YOK ARTIK

DİL BAŞKA, RUH BAŞKA, HAYÂLE DALDIM

GERÇEĞİ GÖRECEK GÖZÜM YOK ARTIK

NASIL BİR DEVRANDIR, GEL DE SEN DAYAN

FERYATLA İNLİYOR, AŞKA İNANAN

EN GÜZEL NAĞMEYİ YAZSA DA DUYAN

SEVDAYI ÇALACAK SAZIM YOK ARTIK

MERHEM ÇÂRE DEĞİL GÖNÜL YARAMA

TUZ BASTIM, DAĞLADIM, SARDIM BAĞRIMA

ASIRLAR GEÇMİŞ BAK, BENİ ÇAĞIRMA

AŞIĞI YORACAK NAZIM YOK ARTIK (Fatoş Koçarslan / 12 Şubat 2015)

SANATÇILAR, TERÖRE TESLİM OLMAMALI!…

Ancak, yine de E.Övet’in dediği gibi, durmamak lazım. Müzik sadece eğlence değildir.

Bizlerde, Mayıs 2016 boyunca İstanbul’da 18 konser ve bir uluslar arası sempozyum ile gerçekleştireceğimiz “23.İstanbul Türk Müziği Günleri” ne “barışa, huzura sanatla/müzikle karşı koymak” için çaba sarf ediyoruz.

“- Neden konser yapayım, kimse gelmeyecek ki.

- Daveti iptal ettim. Şimdi bir sürü para harcayacağım çöp olacak.

- Albüm çalışmalarına ara verdim. Stüdyo çalışmalarını durdurdum. Ne olacağı belli değil?

- Klip çekecektim ama vazgeçtim. Klibi rafa kaldırdım. Çeksem ne olur, çekmesem ne olur?

Hiç tadım yok.

- Yazın Bodrum’da bir mekân açacaktım ama korkuyorum. Turizm felaket. En iyisi para harcamamak.

Bunun gibi birçok cümle duyuyorum sektörde iş yapan kişilerden.

Sanatçısı, menajeri, basın danışmanı, yönetmeni, yapımcısı...

İyi de nereye kadar hanımlar beyler? Birçok insan bu sektörden ekmek parası kazanıyor.

Siz biraz daha yürekli ve cesur olmazsanız sektör kendi içinde batar gider zaten.

Lütfen biraz daha yürekli ve cesur olun. Tamam eskisi gibi çok büyük paralar harcamadan, en minimal şekilde.

Ama işi bırakmadan, yine de hareketlendirmek gerek.

Sanatçısı klipte çekecek, konserini yapacak ki orada çalışan insanlar da daha fazla bunalıma girmesin. Kulüp işi yapan mekân açacak, herkes kendine göre fedakârlık yapacak.

Yapması da gerekiyor. Bu zor günler böyle geçer. Haydi biraz daha sabır, kuvvet. Aman teslim olmadan var gücümüzle çalışmaya devam.”

YÖK ATLASI’NDAN HABERİMİZ VAR MI?…

“YÖK, yıllar yılı; gençlerin gözünde soğuk, uzak, sevimsiz bir kurum hüviyetinde idi. Geçmişin kötü algısını artık sırtımızda taşımak istemiyoruz. Yeni ve yenilikçi YÖK olarak gençlerimizin gözünde onları kucaklayan, fayda sağlayan, yol gösteren bir yere gelmeyi hedefliyoruz… YÖK olarak, adaylar yanlış kapıları çalmasınlar, yanlış arayışlara girmesinler, ‘bilinçli tercihler’ yaparak gerçekten istedikleri programlara yerleşsinler istiyoruz. Yerleştirildikleri programlara hatalı tercih nedeniyle kaydını yaptırmayan öğrencilerden kaynaklanan ‘kontenjanların yanması’ hadisesinin yaşanmamasını arzu etmekteyiz.” (YÖK Başkanı Y.Saraç/YÖK Atlası tanıtım toplantısı)

YÖK Atlas; 10 -22 Mart 2016 arasında 297.701 farklı kişi tarafından kullanılmış. Her ziyaret ortalama 7 dakika 45 saniye sürmüş. Her ziyaretçi ortalamada 10 farklı üniversiteyi/programı incelemiş. YÖK Atlas’ta en çok incelenen üniversiteler; İstanbul, Boğaziçi, Ankara, Koç, Bilkent, TOBB ve Bahçeşehir üniversiteleri. En çok incelenen programlar; hukuk, tıp ve diş hekimliği. Sisteme, “YÖK Başarı Sırası Sihirbazı”da eklenmiş. Sn. Saraç’ı ve emeği geçenleri tebrik ediyoruz.

GÜNÜN SÖZÜ BAŞBAKAN’DAN

“Karaman'da yaşanan olaydan hepinizin haberi vardır. Bu caninin hak ettiği ceza malesef ceza kanunumuzda yok. Bu caniye hak ettiği cezanın verilmesi için bu davanın takipçisi olacağız. Hiçbir çocuğun, herhangi bir caninin, sapığın elinde böylesine mağdur edilmesine müsade etmeyiz. Bu sapık bir daha gün yüzü görmeyecek. TBMM'de oy birliğiyle bir araştırma komisyonu kuruldu. Arkadaşlarıma bu yönde talimat vermiştim. Vicdanlarımızı yaralayan çocuk istismarı konusunda aydınlatılmamış tek bir nokta dahi kalmayacak. Ona ben insan bile diyemem. O aşağıların aşağısı bir mahluktur.

Çocuklarımıza yönelik istismara karşılık bu cani sapığın hak ettiği ceza, ne yazık ki Ceza Kanunumuzda yok ama, tüm milletimiz emin olsun ki bu caniye gereken cezanın verilmesi için bu davanın ve bu çocukların hukukunun takipçisi olacağız. (Başbakan/ Manisa/25.03.2016)