BIST 9.530
DOLAR 32,46
EURO 34,81
ALTIN 2.480,32

AKM halka açılsın ama, ‘kolbastı da oynanmasın’ ne demek?!..

AKM; her türlü ve kaliteli, sanat etkinliğinin merkezi olacaktır.

Türkiye ağırlığını hissettirdi ve doğru olanı yaptı. İİT’nin dönem başkanı R.T.Erdoğan, bu kozu iyi kullandı, İslam ülkeleri -NİHAYET- bir konuda İstanbul’da  birleşti ve çok geç te olsa;  “İslam İşbirliği Teşkilatı, Doğu Kudüs’ün Filistin devletinin başkenti olduğunu ilan etti.” Siyaset bu işte…büyükelçilikler önünde bağırmakla, slogan atmakla işler yürümüyor. sırada, bu kararın diğer ülkelerce tanınması var. kötü komşu, insanı  mal sahibi edermiş!.. Hayırlı olsun diyoruz…

GÜNCEL/ÖSYM ve SINAVLAR: Tokat’lı hemşerimiz ÖSYM’nin yeni Başkanı, göreve geldiğinde  çok doğru/beklenen bir açıklama yapmış;  son on yılın sınavlarının (KPSS,ÜDS)  masaya yatırılacağını  ve analizlerin ardından olağandışılık raporlarının hazırlanacağını açıklamıştı. Yıllardır ve özellikle 2010’dan itibaren,   yanlış yollardan/haksız yere/kul hakkı yenerek  elde edilen  ÜDS  puanları ile, bazı kişilerin Doç. ve Prof. olduğunu zaman zaman yazı(lıyor)yoruz.  Akademi dünyası çalışmanın sonucunu ve  raporun açıklamasını merakla bekliyor.  Bu arada Afyon-Burdur-Antalya’da yaptığımız konferans sonrası görüşmelerde; ‘Y.Doç.liğin ne olacağı ve ne zaman/nasıl  kaldırılacağı’ konusu birinci sırada. Yeni yıl gelmeden bir açıklama yapılacak mı acaba?!.

AKM….

10 yıl sonra, AKM yapılacak, İstanbul güzel bir kültür merkezine kavuşacak  diye sevinirken, şimdi de seçilmiş-elit-Türk müziği- halk müziği- batı müziği- opera-halk üzerinden  tartışmalara başlandı. Yanlış bir tartışmanın içine girildiğini söylemek istiyoruz. Çünkü, zaten AKM’ye her tip/kesim/ilçe’den insanlar geliyordu.

24 yıldır, İstanbul Türk Müziği Günleri/Festivali’ni düzenleyen bir kişi olarak, şunu söyleyebilirim ki, insanlarımız; önce ekonomiye, sonra kültür/sanata bakıyor. Bir kere; etkinlikleri ücretsiz yaptığınızda, olay basitleşiyor, değeri olmuyor…İkincisi; ücretsiz yaptığınız halde, insanlar taksi parasını, metrobüs ücretini hesap ediyor. Birde dışarıda yemek yeme/atıştırma işi araya giriyor…Sadece simitle geçiştirenlerle, salonda çay içmekten kaçınanlarla  sanat/kültür olmuyor. Başını sokacak evi, cebinde parası olmayan, emekli maaşı ile zor geçinen  insanlara; müzikten/sanattan  bahsetmek çok zor ve anlamsız!.. Kısaca; başını sokacak evi olmayan insanlara, estetikten bahsetmek anlamsızdır.

Aynı durum konservatuarlarda okuyan gençler içinde geçerli…Konserleri/etkinlikleri takip et(de)miyorlar. Bir kısmının sebebi maddi olsa da, çoğunun  ‘etkinlikleri takip ederek öğrenmek/eğitilmek’  gibi bir bilinci yok. Bir de, zaman zaman ortaya çıkan “musıki/müzik günahtır” diyen kişiler var. Geçtiğimiz günlerde, bu kişiler  İTÜ’de “müzik haramdır” içerikli bildiri dağıttılar ve konservatuar öğrencileri güzel bir örnek vererek, çeşitli çalgılardan oluşan birliktelikle “şeytan bunun neresinde” adlı türküyü seslendirdiler. Kibar, zarif ve tabii ki  anlayana!...Bu konuda adı çok geçen, ilahiyatçı yazar  H.Karaman’ın “Musıki haram demedim” başlıklı yazısını (Yenişafak/14.12.2017)  okumak gerek…

 Zaten, konservatuar sanatçılarını/akademisyenleri etkinliklerde görmek adeta bir mucize. Hele unvan almışsa!; konser izlemek puan getirmiyor ki!...

Daha önce yazdığım gibi, müzik yayınları az, ama, yine de okunmuyor. Konservatuarda okuyan gençlerin müzik yayınevlerinden haberi yok, uğramıyorlar bile…Neden?; hocaları da okumuyor, uğramıyor da ondan, derslerde yönlendirme olmayınca öğrenci bilinçlenemiyor…

Bu terazi gibi, konservatuarlar mademki, üniversiteye bağlandı; o halde sadece çalmakla, söylemekle iş bitmiyor; nazariyatın, müzik tarihinin, terminolojinin, gelişmelerinin takip edilmesi gerek…

Basında köşe yazılarında müzik/sanat yazan çok az. Alanda yazılan yanlışların da kurumlarca, akademisyenlerce düzletilmesi ya da açıklama gönderilmesi gerek…Bu, 40 yıllık müzik hayatımda hiç görmediğim bir gerçek;  yazıyı yok farz etmek, görmemek v.b. gibi.

Şimdi de; kolbastı v.b. tarzların, yani halk oyunlarının AKM’de olmaması gerektiği yazılıyor. Nedeni herhalde davul-zurnanın güçlü sesinden olsa gerek!. Yoksa; aşağılama olmasına ihtimal vermek istemiyorum. Artık yeni AKM’de ses problemi olmayacak, salonlardaki etkinlikler bir birine girmeyecek/engel olmayacak. Ayrıca   THO artık, CD lerle de oynanmaya başlandı. Dans toplulukları; hem pahalı hemde mikrofon/tesisat  sorunu çıktığı için canlı müzik kullanıyorlar…

Halkın en büyük sanatı olan, geçmişten günümüze atalarımızdan gelmiş/miras bırakılmış değerlerimizi sahnelemekten kaçınmak, THO ulusal ve uluslararası yarışmalarını engellemek  ve bu doğrultuda yazılar yazmak, sonra milliyiz/maneviyatçıyız  demek, ne derece doğru?!...

Sadece ‘elitler girsin’ derken, elitler kolbastı/halk oyunu oynamıyor mu? THO oynayanlar sadece halk  mı? Halk kim? En iyi okullarda bile halk oyunları toplulukları çalışmıyor mu? Bugün 100.000 okulda, en yaygın çalışılan/yarışmaları yapılan  “sanat dalı” halk oyunları değil mi?

Elbette, yine Konservatuarlar THO Bölümleri’nden, THOF’tan bir ses çıkmayacak!..

Alanla ilgili 20 arkadaşımıza, adlarına verilerek köşemde yayınlanmak üzere görüşlerini istemiştim. Aradan geçen sürede bir cevap geldi.   

Biz konuyu değerlendirmeyi bir görev sayıyoruz.

Türkçe sözlükte

Elit, Türkçe Sözlük’te şöyle  açıklanmış;

1. Seçkin. Bir toplumda itibarlı ve etkin mevkilerde bulunan ve toplumun eğilim, ekomomi, siyaset, askeriye, din, sanat vb. alanlarıyla ilgili etkinliklerin denetimini elinde tutan azınlık, 
2. Bir grubun içinde yönlendirici gücü elinde tutan ve üstün özellikler atfedilen kişi veya 
kişiler.”

Söyler misiniz?;  ülkemizde “sanat/kültür alanını elinde tutan azınlık/ üstün özellikler atfedilen” kişiler/kurumlar  kimler/hangileri?... Mesela; evi-arabası-yazlığı olan mı elit?! Villada oturan mı?! Etiler’de, Nişantaşı’nda oturan mı?! 50 katlı rezidansta oturan mı?! Çok okuyan mı?! Her  akşam; yemeklere, konserlere katılan mı?! Her yıl dünya turu yapan mı? Yoksa sık sık Avrupa’ya alış-verişe-gezmeye giden, çocuklarını dışarıda okutan mı?!..

Eğer, bunların hepsi ise, bu insanların; kendi halk oyunlarından haberleri yok mu? Çocukları, okullarda halk oyunları topluluklarında görev almıyor mu?

A.Beki, (Karar/09.11.2017) köşe yazısında; “…Yani elit karşıtlığıyla sanat geliştirilmez, kültür ayağa kaldırılmaz. Sanatı elit zevkler yükseltir ve yaşatır, kültürel yozlaşmanın da ilacı budur. Alın size içinden çıkılmaz bir çarpıklık, kültürel şahlanma popülizminin en büyük paradoksu…..” demiş…

 “…Şair Hüsrev Hatemi "Halka açılsın ama kolbastı da oynanmasın, eskiden de halk gidiyordu ama klasik Türk müziği gibi seçkin sanatlara yer veriliyordu" diyor. Sadece zenginlerin, elitlerin gideceği bir sanat kompleksi olmayacak diye AKM'nin gazinolaştırılma tehlikesine dikkat çekiyor.

Prof. Alaattin Karaca, içinin nasıl doldurulacağını sorguluyor, bunu daha çok önemsiyor. Mimari ve isimlendirme eksenli tartışmaların, muhafazakar çevrelerin kültürel sermaye açığını ve sanat üretimine bakışındaki yüzeyselliği de bütün görkemiyle ortaya çıkardığı görüşünde.

Şair Ömer Erdem ise projeyi mimari bakımdan vizyoner, estetik, fonksiyonel ve göz kamaştırıcı bulmakla birlikte uyarıyor: Halk da izler ama sanatı elitler üretir...

Yani elit karşıtlığıyla sanat geliştirilmez, kültür ayağa kaldırılmaz. Sanatı elit zevkler yükseltir ve yaşatır, kültürel yozlaşmanın da ilacı budur. Alın size içinden çıkılmaz bir çarpıklık, kültürel şahlanma popülizminin en büyük paradoksu...

Tasarım gayet şık. Fakat içine ne konacak, halka hitap etme iddiasının altı nasıl doldurulacak belirsiz.

Karar "Sanatı halka indirelim ama seviyesini düşürmeyelim" başlığıyla yansıttı bu kaygıları.

Haksız mı?...” demiş. http://www.karar.com/yazarlar/akif-beki/akmde-kolbasti-oynatmamak-icin-5403#

Bizde alan uzmanları arkadaşlarımıza konuyu sorduk… Görüş istediğimiz THO Bölümleri akademisyenlerimizden ve alan uzmanlarından hiçbir cevap gelmedi. Bir dostum yazmış;

Ahmet Şenol (Halk kültürü araştırmacısı-Yazar-Şair-Türkiye Yazarlar Birliği haysiyet divanı üyesi);

 “Zeybek oynayan Atatürk'ü unutmadan, yapılacak Atatürk Kültür Merkezinde Halk oyunlarımızı sergilemek, Anadolu'da yeşeren figür zenginliğini gelecek kuşaklara aktarmak, diğer sanat dallarına kaynaklık etmesi açısından önemlidir. Halksız ve onun beğenileri halk kültürü ürünlerinin olmadığı bir AKM düşünülmemesi gerekir. Sadece AKM deyip belirli sanat dallarına hizmet eder hale getirmemek gerekir. Kuzey egenin unutulmaz Çanakkale kahramanlarından  Koca seyit Anadolu insanını ne güzel anlatır. Anadolu insanı önemli çalışmalardan sonra verilen molalar da kendi aralarında sazıyla sözüyle oyunlarını oynar. İnsanımızın üç duygusu  1-savunma (Kale) 2-çocuk  3-doğa sevgisi önemlidir. Kendinden ögelerin canlandırılmadığı yansıtılmadığı bir kültür merkezi düşünülmemesi gereklidir. Halk kültürü öğelerini, özellikle Halk Oyunlarımızın, Halk Türkülerimizin sergileneceği bir AKM yaratılmalıdır. Halktan kopuk, entel, kendi değerlerimizi savunmayan, sergilemeyen bir düşünce yapısına izin verilmemelidir. AKM de Ata Barı, Aydın Zeybeği, portakal zeybeği, hüdayda, Tekirdağ karşılaması, karyolamın demiri, harkuşta, baş bar, çayda çıra, havarişko, Meryem, Adana çiftetellisi, serenler, Niğde bağları, porsuk sallaması, Akçaabat sallaması, Söğüt zeybeği, sarıçiçek, sis dağı, karabat, çaya vardım zeybeği, Bayramiç'in dağları, çiçek dağı, coşkun çoruh, Vardar ovası, yayla yolları, Anamur yolları, evreşe yollar, Keban çiftetellisi, Çankırı halayı, düz halay, ağır tavas zeybeği v.b.  daha yazmadığım 3.237 anadolumuzun birbirinden güzel halk oyunlarını oynamak ve  binlerce türkülerimizi terennüm etmek gereklidir. Ülkemizi yurt dışında tanıtan en büyük sanat faaliyetlerinden birisi Halk oyunları topluluklarımızdır. Birlikteliğin ebrusu halk kültürü ürünlerimizdir. Saygılarımla . (10.11.2017)

EBRU GÜNDEŞİN AVANTAJI!...

Habertürk Gazetesi yazarı Esin Övet, son (13.12.2017) yazısında "Reza Zarrab davası başlamadan önce bu köşede, 'Ebru Gündeş konuşmadıkça, sessiz kaldıkça ve hele ki 15-17 Aralık süreci yaşandıktan sonra daha çok izleyicisi, hayranı arttı ve hatta çıktığı yerler tıklım tıklım dolmaya başladı. Aldığı ücret birçok sanatçıya göre daha da fazlalaştı. Dava başlasın Ebru Gündeş’e gitmek isteyenler daha çok çoğalacak ve ilgi artacak' diye yazmıştım. Öyle de oldu. Bu hafta Kıbrıs’ta sahneye çıktı, mekânda izdiham yaşanmış. Yılbaşı gecesi çıkacağı yer belli olmasına rağmen birçok şirket ve menajer 'Ebru Gündeş bugün kabul etse, aldığı paranın 2 katını verecek yerler var' diyor.” Doğruysa bu elit/popüler meraklısı  kesimi, sosyolojik/psikolojik  incelemek gerek!...Yazık!...

 

TRT MÜZİK KONUKLARI…

TRT Müzik Yapımcılarına ve program yapan şeflere bir sözümüz var. TRT Müzik’te, kendi adına program yapan solistleri/sanatçıları, ülkemizde başkaları yokmuş gibi, programlarınıza konuk etmeyiniz. İnsanlar, zaten onları kendi programlarında izliyorlar. Sonra,  “TRT Müzik,  bazı kişilerin kanalı oldu”  eleştirilerine cevap vermek zorunda kalıyorsunuz. Etrafınıza bakınız, sahneye çıkmayı bekleyen çok değerli kişiler de var!..Lütfen…

GÜNÜN TÜRKÜSÜ, Cüneyt Şentürk’ten…
Kalk more kız düğüne gidelim
Oyna bana oyna oyna bana oyna
Eller havaya 

Manastır’ın geçleri, toplanmış halaya
Davul zurna çalıyor, lazlı kız enbaşta

Gülüşü bakışı, beni benden alışı
Eller havaya

Beyaz şalvarıyla, halaya renk katıyor
Oyalı mendiliyle, düğünü coşturuyor.