BIST 9.530
DOLAR 32,45
EURO 34,80
ALTIN 2.478,29
HABER /  MEDYA

Akit yazarından AK Parti'ye erken seçim önerisi

AK Parti'nin erken seçimde 7 Haziran'daki gibi bir tablo görmemesi için öneride bulunan Yeni Akit yazarı Yavuz Bahadıroğlu, partiye yeni bir nefes gerektiğini söyledi.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- 7 Haziran'da tek başına iktidar olamayan AK Parti'ye, hükümete yakınlığıyla bilinen Yeni Akit Gazetesi'nin yazarlarından Yavuz Bahadıroğlu'ndan 'yeni bir nefes' önerisi geldi.

Bahadıroğlu, 'Ak Parti’ye yeni bir nefes lâzım' başlıklı bugünkü yazısında, AK Parti'ye Merhum Başbakan Adnan Menderes’in söylediği iddia edilen '(Seçim için parti adayı olarak) Odun koysam kazanır!' sözünü hatırlatarak, bu sözü anımsatan tercihler yaptığını ifade etti.

"KİMİ GÖSTERSEM ADAY SEÇİLİR..."

"Liderler üst üste seçim kazanmanın getirdiği aşırı özgüvenle, bazen “Kimi aday göstersem seçilir” düşüncesine kapıldılar. Bu özgüven içinde aday yapıldığı bölgeyi tanımayan, bölge insanının da tanımadığı, tanısa bile sevmediği insanlar aday yapıldı. Tabii kaybeden yine parti oldu, dolayısıyla da lider oldu."
diyen Bahadıroğlu, AK arti'nin 'Kimi aday göstersem kazanır' mantığından sıyrılması gerektiğini belirtti.

"AK PARTİ TEŞKİLATI İLK ZAMANLARIN ŞEVKİYLE ÇALIŞSAYDI..."

"Gerçi “kimi aday göstersem kazanır” anlayışı biraz da seçim sisteminden kaynaklanıyor. Malum: Oy kullanırken, hiç birimiz listede kimlerin olduğuna bakmıyoruz. Bir ambleme mühür basıyoruz. Parti amblemi altında yazılmış adaylar, doğrusuyla yanlışıyla sandığa hop, gidiyor. En çok da bunun için adayları doğru-düzgün belirlemek gerekiyor. Ki, iki yanlış bir doğruyu götürmesin." diyen Bahadıroğlu, "7 Haziran seçimlerinde özellikle Ak Parti için biraz böyle olmuş gözüküyor. Teşkilatın ve halkın tanımadığı bazı adaylar belirlendi. Yerel yöneticiler “Merkezin tercihidir” diyerek sineye çektiler, ama şevkle de çalışmadıkları anlaşılıyor. Ak Parti teşkilatı ilk zamanların şevkiyle çalışsaydı, sonuç böyle mi olurdu? Ve parti böyle bir yanlış tercih yapmamış olsaydı, özellikle Doğu ve Güneydoğu illerimizdeki adayları toptan değiştirir miydi? Demek oluyor ki, yanlış hesap Doğu’dan döndü…" tespitinde bulundu.

"3 DÖNEMLİKLER İÇİN İSABETLİ KARAR"

"Başka etkenlerin yanı sıra yanlış tercihler de seçimin o bölgede kaybedilmesine, Türkiye genelinde ise milletvekili sayısının düşmesine sebep oldu. Şimdi daha ince eleyip sık dokudukları söyleniyor. Umarım böyledir." ifadelerini kullanan Bahadıroğlu, 3 dönem kuralı gereği seçime sokulmayan deneyimli politikacılara da yeniden seçilme şansının verilmesinin isabetli bir karar olduğunu söyledi.

İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:

(...)

"AK PARTİ 3 DÖNEM KURALININ ZARARINI GÖRDÜ"

Malum: İnsanlar yıllarla tecrübe kazanır. Tecrübeli politikacılardan partiyi mahrum bırakmak, ilk bakışta şık gibi dursa da, partiye zarar verir. Nitekim Ak Parti üç dönem kuralının zararını gördü. Eski başarılarını 7 Haziran seçimlerinde tekrarlayamadı. Bu konuda da inat etmeyip pratik bir çözüm bulması, akılcılığın gereği idi. Akılcı davrandı…

Bu karar, bazılarının iddia ettiği gibi, “döneklik” değil, ısırıldığı deliğe bir daha parmağını sokmama halidir.

Tabii bazı hatalardan dönülmesi, bir takım yanlışların düzeltilmesi seçim kazandırmaz. Kazanmak ve yine tek başına iktidara gelmek için başka bazı çıkışlara ihtiyaç var…

"AK PARTİ KADROLARINDA ESKİ ENERJİ YOK"

Çok gezen, partili-partisiz çok farklı insanlarla görüşen biri olarak söylemeliyim ki, Ak Parti kadrolarında eski enerji yok. Bu gerçek son İstanbul mitinginde de görüldü. Kimi gazete ve televizyonların alabildiğine abartmasına bakmayın: Cumhurbaşkanı’nın ve Başbakan’ın birlikte katıldığı (bunun bir anlamı olmalı) Yenikapı mitinginde ne eski kalabalık vardı, ne de eski coşku…

"AYASOFYA'YI AÇMA VAADİ"

Teşkilâta ve seçmene farklı bir enerji, farklı bir heyecan üflenmesi lâzım… Sarsıcı, coşturucu, yenileyici bir nefese ihtiyaç var: Ayasofya’yı açma vaadi bu etkiyi meydana getirebilir. Teşkilatı ve eski seçmenleri harekete geçirebilir.

Ya da başka bir şey bulunmalı…

Zira Ak Parti önemli hizmetlere damga vurmuştur. Şu kadar havalimanı, şu kadar bölünmüş yol yapmış, Türkiye’yi zenginleştirmiş, IMF borçlarını ödemiş, Boğazı tekrar ve tekrar hem altından hem üstünden geçmiştir.

Artık hizmet vaadiyle bir sinerji oluşturulamaz. “Daha fazla yol, daha çok havalimanı, daha çok para” ile kitleler heyecanlandırılamaz. Çünkü Ak Parti’den bu tür hizmetler zaten alınmış ve rutinleşmiştir.

Başka bir şey… bir şeyler…