BIST 9.722
DOLAR 32,54
EURO 34,79
ALTIN 2.436,27
HABER /  GÜNCEL

AK Parti'nin en büyük günahı!

HAS Parti lideri Numan Kurtulmuş internethaber'in sorularını yanıtladı.

Abone ol

Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER

Şeytanın avukatı filminin vurucu repliği "En sevdiğim günah kibirdir" sözlerini hatırlamayan yoktur.

En büyük 7 günahtan biri sayılan kibir basit tanımıyla insanın kendini diğer insanlardan üstün görmesi anlamına gelir ve Allah'ın yarattığı insanı beğenmeyen şeytanın cennetten kovulma nedenidir.

İşte bu büyük günah seçimin çiçeği burnunda partisi HAS Parti'nin Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'a göre artık AK Parti'nin de en büyük günahlarından biri haline geliyor.

Başbakan Erdoğan'ın muhalefet liderlerini eleştirirken "2. ligsiniz" sözlerine tepki gösteren Kurtulmuş bunun olağanüstü bir kibir göstergesi olduğunu belirterek "O zaman bütün partileri kapat tek parti olarak yoluna devam et" diyor.

Halkın AK Parti'nin, "Alçak dağları biz yarattık" şeklindeki kibirli halinden büyük rahatsızlık duyduğunu söyleyen Kurtulmuş'a göre 2002'de askeri darbeye tepki olarak, 2007'de coşkuyla, bayram havasında AK Parti'ye oy veren vatandaşlar yine AK Parti'ye oy verebilir ama bu kez kahrederek oy verecekler" diyor.

Kibiri en büyük insanlık suçlarından biri olarak nitelendiren Kurtulmuş partisi adına meydanlarda üç söz verirken "kötü ve acımasız insan olmak", "Yönetimi halka karşı zulüm aracı haline getirmek" anlamına gelen "Firavunlaşmayacağız" vaadini işte bu duruşa karşı veriyor. Kurtulmuş'un diğer iki sözü ise Karunlaşmayacağız ve Belamlaşmayacağız…

Seçime katılan 15 parti içinde en yeni siyasi partinin liderliğini yapan Kurtulmuş'un Niğde ve Kayseri gezilerini izledik. Çiçeği burnunda partisi için, "Bu maya tuttu" diyen ve baraj konusunda umutlarını yüksek tutan Kurtulmuş'un güncel konularla ilgili yorumlarını aldık.

Seçim sürecine damga vuran "Kaset siyaseti dönemi"ni değerlendiren Kurtulmuş tartışmanın "Mevcut kasetlerin ne için, kimin eliyle ve nasıl yayınlandığı" ile sınırlı tutulmasına tepki göstererek tartışmayı bambaşka bir noktaya taşıyacak bir şüpheyi dile getirdi. Kurtulmuş, "Ya elde edilmiş ama birileri için tehdit olarak kullanılıp sonuç alındıktan sonra yayınlanmamış kasetler... Daha da korkunç bir senaryo var. Kimi milletvekili, bürokrat veya üst düzey yetkililerle ilgili elde edilmiş ve yabancı istihbarat örgütlerinin eline geçmiş kasetler olabilir mi?" diye sordu.

Türkiye'deki kurulu sistem içinde yardım almadan eşitsiz koşullarda bir yarışa girdiklerinin altını çizen Kurtulmuş'un eleştirilerinden hükümet de muhalefet partileri de payını aldı.

Kurtulmuş AK Parti'yi eleştirdiği statükonun yanında bulunmakla suçladı, muhalefeti ise it dalaşına düşerek açılım gibi önemli süreçleri siyasi hesaplar uğruna heba etmekle itham etti.

Seçim sürecinde 5 kilo vererek bir beden zayıflayan, kitap okumayı, uzun kahvaltı yapmayı özlediğini söyleyen Kurtulmuş'un internethaber'in sorularına yanıtları şöyle oldu:

HAS PARTİ MAYASI TUTTU
- Seçime sayılı günler kaldı. Havayı nasıl görüyorsunuz?

İlginç bir seçim süreci. Hala konusu olmayan bir seçim. Önce çılgın projeler sonra karşılıklı polemiklerle devam ediyor. Aslında seçim meydanları iktidar partisinin hesap verdiği yerlerdir. Bu seçimde hiç olmadı bu. Hala yüzde 20'ye yakın kararsız seçmen var. İnsanlar son güne kadar bekleyecek gibi görünüyor.

- HAS Parti'nin durumu ne bu ortamda?
Bir tarafta 70 yıllık, bir tarafta 40 yıllık, diğer tarafta 10 yıllık partinin yanında 5-6 ay gibi kısa bir sürede maddi imkansızlıklara karşın sahada var olan az sayıda partiden biriyiz. Bu yeni bir parti için olağanüstü bir durum. Bu maya tuttu.

- Umutsuzluk yok o zaman?
Kesinlikle yok. Bizim en başta koyduğumuz senteze uygun bir parti şekilleniyor. Muhafazakarlar da var, Katolik-Süryani adayımız da var. 83 kadın adayımızın 33'ünün başı kapalı.

SAADET OPERASYONUNU KİM NEDEN YAPTI?

- Saadet ayrılış süreciyle ilgili bir pişmanlık var mı?

Kesinlikle yok. Açık bir operasyondu o. Biz hiçbir noktada yanlışlık yapmadık. Saldırıya hakarete uğrayan bizdik. Bunlara rağmen derleyip toplamak için son ana kadar mücadele ettik ama olmadı. Napalım...

Operasyonu şimdi daha iyi görüyorum. Olağanüstü iyi planlanmış bir operasyondu. Bir sürü mahkemeye muhattap olduk. Hergün ikişer üçer mahkeme kazanılmaya başlandı. Normal şartlarda bu olabilir mi? Bir takım görüşmeler oldu o dönemde, o görüşmeler neden yapıldı! Bunları bugün daha rahat görüyoruz. Olanda hayır var. Bu yeni bir yol. 13 yıldır siyaset içindeyim. Türkiye'yi dolaşıyorum. Yanılacağımı sanmıyorum. Yeni bir parti kolay değil. Tutmazsa yapacağınız bir şey yok, ama bu tuttu gördük. Ben HAS Parti'ye kesinlikle oy vermeyeceğim diyen toplumun yüzde 10'u bile değildir.

- Operasyon içeriden mi dışarıdan mı yapıldı?
Sonuçları kime yarıyorsa oradan?

AK PARTİ İÇİNDEKİ DEMİREL KONTENJANI!

- Konusu yok dediniz ama seçime damga vuran tartışmalar var. Usta-çırak gibi...

Usta-çırak tavrını doğru bulmak mümkün değil. Bunlar eski siyaset tarzı. Rahmetli Ecevit ile Demirel arasında olurdu. Demirel yapardı bunları.

- Erdoğan bugün en çok Demirel'i eleştiriyor köşende otur diye ama...
18 Kasım 2002'de Başbakan Demirel ziyaretinde "Sayın Demirel'den çok önemli tavsiyeler aldım" sonrasında bir başka ziyarette, "Demirel'i mutlaka obdusman yapmamız lazım" diyor. Demirel siyaseti de buydu. Dün dündür bugün bugündür... Demirel'le sen görüştüysen neden bu adamların görüşmesine kızıyorsun.

- Demirel'in CHP'de kontenjanı varmış?
İyi de el insaf. AK Parti içinde de bakan seviyesine getirdiğiniz kaç tane Demirel'le çalışmış çok yakın arkadaşı var. En azından son Meclis'te Demirel'le birlikte çalışmış 30-35 tane milletvekili var. Bunları milletin gözünün içine baka söylemelerini doğru bulmuyorum.

BAŞBAKANA 2. LİG CEVABI

- İkinci lig olmakla suçlanıyorsunuz?
İkinci lig sözü çok kötü. O zaman bütün partileri kapat tek parti olarak yoluna devam et. Benim gördüğüm kadarıyla halkın AK Parti'den en büyük rahatsızlık duyduğu konulardan biri bu. Belki oy verecek ama... 2002 askeri ihtilale karşı oy verdi. 2007'de coşkuyla düğün bayram havasında oy verdi. Şimdi ise kahrederek oy verecekler. Olağanüstü bir kibir var. Alçak dağları biz yarattık havasındalar. Millet bunu görüyor. Kabul edilemez bir durum.

- Kandil-Silivri hattından bahsediliyor. Böyle bir kutuplaşma görüyor musunuz?
30 yıldır devam eden sorunun bitmesini istemeyen bir takım çevreler tabi var. Ama şu soruyu sormalıyız. Biz barışı kurmak istiyor muyuz? CHP-MHP barışı kurmak istemeyen tarafta yer aldı. AK Parti ise barışı sağlamak istiyormuş gibi davrandı. Karanlık odaklar olabilir. Ama devlet-hükümet olmak bu odakları ortaya çıkartmayı, bu odakların eylemlerini sonlandırmayı gerektirmez mi?

BÜTÜN PARTİLERİN DİLİ ZEHİRLİ BİR SAVAŞ DİLİ

- Bu iş nasıl çözülecek?
Silah gücüyle olmayacağını görüyoruz,. Bu dünyanın en disiplinli ordusu Türk ordusu ama bunu halledemiyor. Biz bu nedenle gönüllü birliktelik projesini ortaya koyduk. Anayasa değişikliği, ekonomik programlar, silahları susturmak gerek.

- Özerklik sözü sonrası ihanet bölücülük eksenli bir tartışmaya girdik yeniden.
Problem burada. Çözüm ortamına girdiğinizde ilk yapmanız gereken şey dili değiştirmektir. Şu an Türkiye'de doğu ve güneydoğu ile ilgili neredeyse bütün partilerin kullandığı dil zehirli bir dil, savaş dilidir. Öncelikle biz bunu barış dili haline getirmek zorundayız. İhanet, bölücülük, gerilla veya düşük yoğunluklu savaş... Bu terimler kötü.

AÇILIM GEMİSİNİ KARAYA OTURTTULAR

Çözüm Hakkari Yüksekova'daki çoban kardeşimle Cumhurbaşkanı'nı teoride değil uygulamada da eşit haklara sahip kılmakta yatıyor. Doğuda 15 vilayeti dolaştım. Vatandaşın devlete itimadı kalmamış. Parlamento içindeki, dışındaki partiler, üniversiteler, bürokrasi kim ne katkı sunuyorsa ortaya konulup Meclis'te çözülecek. Siz bunu sokakta çözmeye çalışırsanız ya da çözümün taraflarını sokakta bırakırsanız ya da çözüm olmaz. Hükümet çok dağınık, ne yapacağını bilmeyen bir gemiyi yola çıkarttı ve şimdi de gemiyi karaya oturttu.

AK PARTİ STATÜKOYA YANAŞTI

- AK Parti milliyetçi bir söyleme CHP ise daha radikal bir söyleme geçiyor. Bu halin yansımaları ne olur?
Ben CHP, MHP ve kapatılan DTP'nin tarih önünde suçlu olduğunu düşünüyorum. Çok önemli bir süreci it dalaşı uğruna, siyasi rant uğruna, menfaat uğuruna feda ettiler.

AK Parti'nin tavrına gelince bir dizi ihmaller zincirinin ortaya çıktığı Aktütün saldırısı sonrası Başbakan'ın "Herkes tarafını belirlesin" çıkışı ile mevcut statükoyu rahatsız edecek hiçbir adım atmayacağını ilan etti. Bana göre AK Parti o günden bu yana sürekli statükoya yanaşıyor.

Aynı şekilde referandum sonrası evet denilen konuların hukuki alt yapısını oluşturdu mu? 12 Eylül, 28 Şubat'la hesaplaşacak adım attı mı? Statükoya yanaştıkça doğal olarak daha milliyetçi söylemlere dönüyor. "9 yıldır Kürt sorunu vardır" diye vatandaştan oy isterken iyiydi de şimdi ne oldu da Kürt sorunu ortadan kalktı. Yani demek ki Kürt sorunu meselesi siyasi bir araç olarak kullanıldı. Şimdi ise milliyetçi söylem bir araç olarak kullanılıyor.

POLİS DESTEĞİ DIŞINDA DOĞUDA MİTİNG YAPAMAZ

-AK Parti'nin bu söylem nedeniyle doğuda oy kaybına uğrayacağı söyleniyor?
Benim gördüğüm şu. Ak parti bugün polis desteği dışında doğuda hiçbir miting yapamaz durumda. Bir süre önce güle oynaya her evin kapısını çalabiliyordu. Çok ağır ve zor bir şey.

- MHP'nin Diyarbakır'a gitmesi bu süreçte olumlu olur mu?
Konya da Hakkari'de herkesin. Ama siz senelerdir bu şehir şu partinin, bu şehir şu partinin diye konuşuyoruz. Bu da bir savaş dilidir. Ne kalesi savaş mı yapılıyor.

- MHP kaset komplo baraj altı kalır mı?
Ben seçimde oyları etkileyeceğini sanmıyorum ama MHP'nin iç yapısına yönelik bir takım etkileri olacağı açık. Seçim sonrası MHP bir yol ayrımına gelecek gibi görünüyor.

YA AÇIKLANMAYAN KASETLER
- Kaset siyaseti dönemi deniliyor. Siz de öyle mi görüyorsunuz?
Kimsenin konuşmadığı bir tarafı daha var olayın. Kaç kişinin kaseti var bilmiyorum. 20'ye yakın kasetten bahsediliyor. Ama belli ki bu kasetler epeydir birilerinin elinde. Acaba hangi süreçlerde kim, kimleri bu kasetler üzerinden tehdit etti ve bu tehditler vasıtasıyla bu insanları istedikleri gibi yönlendirdiler.

Mili güvenlik açısından önemli bir boyut bu. Bu şekilde kasetler imal edilip kullanılıyorsa, bir takım insanların üzerinden bir takım yabancı istihbarat örgütlerinin bizim milletvekilleri, bürokratlarımızı, üst düzey yetkililerimizi yönlendirmeyeceğini kim garanti edebilir. Bu korkunç bir şey. Bunu kimse konuşmuyor. Sadece MHP'ye iç operasyon mu diye konuşuluyor...

Hükümetin üstüne düşen MİT'i mi başka şeyi mi devreye sokacak bilmiyorum ama kimin kasetleri olduğu, kasetleri olanların başka servisler tarafından kullanılıp kullanılmadığını ortaya koymalılar...

- AK Parti için yüksek oy oranları ne kadar geçerli?
BDP 30-32 milletvekili çıkarabilir görünüyor. MHP bozkurt polemiği ile barajı aştı. AK Parti doğu ve güneydoğuda çok zayıf listeler yaptı. 315-320 milletvekili çıkartacağım diyor. Bu şu demektir. Ben reform yapmak istemiyorum. Statükoya güvence verdi. Çok büyük reform beklentilerini karşılamayacak şekilde Meclis'e girip Cumhurbaşkanlığına geçmek istiyor.