BIST 9.080
DOLAR 32,36
EURO 34,97
ALTIN 2.325,12
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

AK Partili Ünal'dan Cumhuriyet vurgusu

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Mahir Ünal, bu yıl ki 29 Ekim Resepsiyonu'nda Atatürk vurgusunun ön plana çıkarıldığı iddialarına cevap verdi. Ünal, geçmişle kavga etmek gibi bir niyetlerinin olmadığını söyledi.

Abone ol

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Mahir Ünal, geçmişle kavga etmek gibi bir niyetlerinin olmadığını söyledi. Demokrat Parti döneminde Atatürk'ü Koruma Kanunu çıkartıldığını hatırlatan Ünal, "O dönem Demokrat Parti’nin Cumhuriyet’in kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’e dönük pozisyonu neyse, bugün aynı gelenekten gelen Recep Tayyip Erdoğan’ın pozisyonu da aynıdır. Bizim geçmişle kavga etmek gibi bir niyetimiz yok. Cumhuriyet bizimdir, Mustafa Kemal Atatürk bizimdir” diye konuştu.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Mahir Ünal, perşembe akşamları Habertürk TV’de ekranlara gelen Kübra Par’ın hazırlayıp sunduğu ‘Açık ve Net’ programına konuk oldu.

Ünal, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘metal yorgunluğu’ söylemiyle başlattığı AK Partili belediyelerdeki istifa sürecinden ‘Atatürkçülük’ tartışmalarına; 2019 seçiminden tutuklu gazetecilerin durumuna kadar gündeme ilişkin birçok konu hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Mahir Ünal, Kübra Par’ın, 29 Ekim Resepsiyonu’ndaki kutlamalarda Atatürk vurgusunun ön plana çıkmasını hatırlatmasına ve son dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Atatürk’ü önemseyen seçmen kitlesine doğru açılım yaptığı” görüşüne ilişkin olarak, AK Parti’nin Cumhuriyet Bayramı afişlerine atıf yaptı:

“Bizim laiklikle, Cumhuriyet’le Atatürk’le ilgili duruşumuz nettir. Bizim Mustafa Kemal Atatürk’le hiç sorunumuz olmadı” diyen Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Demokrat Parti döneminde Atatürk’ü Koruma Kanunu çıkartılmıştır biliyorsunuz. O dönem Demokrat Parti’nin Cumhuriyet’in kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’e dönük pozisyonu neyse, bugün aynı gelenekten gelen Recep Tayyip Erdoğan’ın pozisyonu da aynıdır. Bizim geçmişle kavga etmek gibi bir niyetimiz yok. Cumhuriyet bizimdir, Mustafa Kemal Atatürk bizimdir.”

“HAREKETİMİZİN LİDERİ, PARTİYİ 2019’A HAZIRLIYOR”

Kübra Par’ın, “Bugüne kadar biz hep AK Parti’den, ‘Bizim belediyelerimiz çok başarılıdır’ sözünü duymaya alışmıştık. Şimdi ne oldu da bu istifalar geldi. Kamuoyu bunun arkasında net olarak neyin olduğunu merak ediyor” sorusunu “Açık ve net olarak; programınızın ismine uygun bir şekilde anlatayım” diyerek cevaplayan Ünal, şunları söyledi:

“Aslında olan şu; son üç yılda siyasetin içerisinde olmayan siyasi hareketimizin lideri (Erdoğan), genel başkan olduktan sonra hem teşkilatlarda hem belediyelerde hem de hükümette her şeyi tekrardan elden geçiriyor ve AK Parti’yi 2019’a, Türkiye’yi 2023’e hazırlıyor. Aslında olan bu. Sayın genel başkanın parti içinde ilgili kurullarda yaptığı iştişareler sonucunda belli belediye başkanlarına istifa çağrısında bulunmak. ‘Bunun gerekçesi nedir?’ diye sorarsanız bunu tek bir nedenle izah edemezsiniz.

“BİZDE HERKES NEFERDİR; KİMSE KENDİSİNİ BELEDİYE BAŞKANI VEYA MİLLETVEKİLİ DİYE TANIMLAMAZ”

Ankara, İstanbul, Bursa ve Balıkesir gibi belediyelerin yerel seçimlerde yüksek oy oranları ile göreve geldiklerini hatırlatan Kübra Par, Mahir Ünal’a “Bu istifaların arkasında yolsuzluk ya da FETÖ iddiaları mı var” sorusunu yöneltti. Ünal, ”Böyle bir durum söz konusu olsaydı İçişleri Bakanlığı devreye girerdi zaten. 2019’un hazırlığı olarak görün bu istifaları. Biz bu belediyeleri biraz öne aldık. 1 yıl sonra yapılacak bazı işlemleri aslında 1 yıl erkene almış durumdayız” yanıtını verdi. Ünal, muhalefetten gelen “Seçimle gelen seçimle gider, ilkesi çiğneniyor” eleştirisine ise “Belki burada bir demokratik mekanizma oluşturulmalıdır. Yani geri çağırma hakkı gibi. Belediye başkanlarıyla ilgili geri çağırma hakkı düşünülebilir” karşılığını verdi. “Erdoğan’ın istifa çağrısı yapması demokratik bir haktır” görüşünü yineleyen AK Parti Sözcüsü, “2019 seçimi, çok zor ve meşakkatli olacak herkes için. Biz bunları bir sandığa hazırlık olarak görüyoruz.Biz bir dava hareketiyiz ve bizim hareketimiz içerisindeki milletvekilleri, belediye başkanları, bunların hepsi kendisini bir nefer olarak görür. Kendisini belediye başkanı, kendisini milletvekili ya da il başkanı olarak tanımlamaz. İstifası istenen, koltuğu bırakır."