BIST 9.722
DOLAR 32,52
EURO 34,95
ALTIN 2.425,77
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

AK Parti haklı çıktı

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, tutanaklara kimin sızdırdığına ilişkin her şeyin ortaya çıktığını söyledi.

Abone ol

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, çözüm sürecindeki görüşmelere ait olduğu iddia edilen tutanakların basında yer almasına ilişkin ''İlk günden ifade etmiştik, sızmışsa bu BDP'dendir, bizim bu süreçte dahlimiz yok, demiştik. Nitekim kendileri ortaya koydular. Temenni ederim tedbirleri alırlar ve bu tür sıkıntılara tekrar mahal vermezler'' dedi.

Ergin, AK Parti Siyasi ve Hukuki İşler Başkanlığı'nın parti genel merkezinde düzenlediği bölge toplantısında, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, çözüm sürecindeki görüşmelere ait olduğu iddia edilen İmralı tutanakları nın, basına kendi partileri üzerinden sızdığına ilişkin sözlerini hatırlatması üzerine Bakan Ergin, şöyle konuştu:

''Demirtaş açıkladı. Onun açıkladığı konuyu ilk günden ifade etmiştik, 'Sızmışsa bu BDP'dendir, bizim bu süreçte dahlimiz yok' demiştik. Nitekim kendileri ortaya koydular. Temenni ederim tedbirleri alırlar ve bu tür sıkıntılara tekrar mahal vermezler''

BDP'nin 4. Yargı Paketi'nden memnun olmadığı ve kendisinin de önergelerle paketin değiştirilebileceği yönünde iddiaların olduğu hatırlatılınca Ergin, şunları söyledi:

''Öncelikle şuna üzüldüğümü ifade edeyim, 4. Yargı Paketi'ni konuşmaya başladığımızdan bu yana aynı şeyleri söyledik. Bu çalışma Avrupa Konseyi ile Adalet Bakanlığının yürüttüğü çalışmadır ve Türkiye'nin AİHM'de karşı karşıya kaldığı tabloyu düzeltmeye yönelik bir çalışmadır. Biz çıtayı koymuşuz, çerçeveyi çizmişiz, o çerçevede hareket etmişiz. Bugün yorumlara bakıyoruz 'dağ fare doğurdu, biz başka bir şey bekliyorduk' bekliyorsan sen bekliyorsun. Biz ne için yola çıktığımızı 2,5 yıl önce söylemişiz. Türkiye AİHM'de ihlal kararlarında birinci. Bunu hak etmiyoruz, devredeceğiz, bu tabloyu değiştireceğiz dedik.''

Bu kapsamda yapılan çalışmaları anlatan Bakan Ergin, ''Bu çalışmalar sonucunda ilk defa Türkiye 2012 yılı sonunda şampiyonluğu devretti. İkinci oldu. Bu da iyi değil ama Allah'ın izniyle o basamakları başkalarına devrediyoruz. O sıralamadan çıkıyoruz. Buradan çıkabilmek için 4. Yargı Paketi'ndeki düzenlemeleri yapmamız lazım. Kişiler kendi sıkıntılarını bunun içinde çizecek diye bir taahhüdümüz yok. Bu geçtiğinde Türkiye'de demokrasinin standardı yükselecek, ifade özgürlüğünün önündeki engeller daralacak ve Türkiye düne göre çok daha iyi konuma gelecek'' dedi.

NE DEDİYSEK TAM DA ONU GETİRDİK

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 4. Yargı Paketi'ne ilişkin ''Amaca hizmet etmiyor, şunu getirmiyor, bunu getirmiyor'' değerlendirmesinde bulunduğunu, ardından paketi henüz incelemediğini söylediğini anlatan Ergin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de benzer bir yaklaşım sergilediğini söyledi.

Ergin, ''Allah aşkına ortaya çıkan bir tasarının okunmadan, anlaşılmadan algılanmadan eleştirisini yapmak herhalde Türkiye'deki muhalefete özgü bir şey. Okumadığınız bir şey hakkında kulaktan dolma bilgilerle eleştiri yapıyorsunuz. İlk gün ne dediysek tam da onu getirdik Parlamento'nun huzuruna'' diye konuştu.

BALANS AYARI YAPILDI

Bakan Ergin, bölge toplantısında da ''AK Parti İktidarı Demokrasiye Neler Kazandırdı'' başlıklı sunum yaptı.

Türkiye'nin çok partili hayata geçişe ancak 9-10 sene tahammül edilebildiğini, ilk defa millet kendinden gibi algıladığı ve sahiplendiği bir siyaset kurumuyla kucaklaşmışken 27 Mayıs 1960 müdahalesinin gerçekleştiğini anlattı.

Ergin, bundan sonra da her 8-10 yılda bir darbe ve muhtıralarla demokrasinin askıya alındığı, itip kakıldığı, demokrasiye balans ayarı yapıldığı bir dönem yaşandığını aktardı.

Adli yıl açılışlarında 1960'tan sonra Yargıtay başkanlarının konuşma metinlerini çıkardıklarını bildiren Sadullah Ergin, ''Bu konuşmalara baktığınızda 2010'a kadar, bizim iktidarımızın ilk 8 yılını da ekleyebilirim, adeta siyaset kurumuna ültimatom veren, balans ayarı yapan, haddini bildiren, parlamentoya nizam veren yargı erki başkanlarını görürsünüz'' dedi.

Avrupa'da son 60 yılda 2-3 siyasi parti kapatılırken, Türkiye'de aynı sürede 25-26 siyasi partinin kapatıldığının altını çizen Ergin, Türkiye'nin temel probleminin erkler ayrılığının yerleşememesi, hükümet üzerinde vesayet makamlarının rol alması ve onların siyasi iradeyi yönlendirmesi olduğunu söyledi.

Ergin, Yassıada Mahkemeleri'nde görev alan savcı ve hakimlerin, yüksek yargı organlarına üye olarak atandığını, başkanlık yaptığını dile getirerek ''Başbakanı ve bakanları talimatla idama mahkum edip, onların idamına sebebiyet veren savcılar ve hakimler, 1960 darbesinden sonra Türk yargısının şekillenmesinde uzun süre görev yaptı. Kendileri ayrıldı ama o zihniyet devam ediyor, ediyor ki Türkiye'de yaşanan darbe ve darbe girişimlerinde, yargıdan itiraz göremezsiniz'' şeklinde konuştu.

Darbelerin sorumluluğunu sadece askeri bürokrasiye yüklemenin haksızlık olacağını ifade eden Ergin, bunun içerisinde sivil bürokrasi, STK'lar, zaman zaman siyasi aktörler, medya ve yargının da olduğunu kaydetti.

Ergin, yargının bu dönemlerde, demokratik düzene el uzatma teşebbüslerini görmezden geldiğini ya da hukuku bu teşebbüsleri meşrulaştırma aracı olarak kullandığını anlattı.

''Türkiye'nin temel problemi egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu düsturunun gerçekten hayata geçirilememesiydi'' diyen Ergin, AK Parti'nin çok önemli iddialarla yola çıktığını, demokratikleşme ve hukuk devletini inşa etme noktasında, 2002'den sonra çok önemli adımlar atıldığını belirtti.

Türkiye'nin 2002 öncesindeki tabloyu düzeltme adına önemli bir gayret ortaya koyduğunu ifade eden Ergin, siyasi ve ekonomik istikrarla hayati hizmetler gerçekleştirildiğini bildirdi.

Adalat Bakanı Ergin, tüm bunlar yapılırken diğer yandan egemenliğin sahibi olarak milletin ipleri eline alması fonksiyonunun gerçekleştirilmesinin, kendisine göre bu hizmetlerin tamamından daha önemli olduğunu kaydetti.

AK Parti iktidarlarının icraatlarından örnekler veren Ergin, ''Bugün 2002 ile mukayese edilemeyecek bir noktadayız. Türkiye, geçmişle ilgili arızalarını büyük ölçüde tedavi etmiş durumda. İnşallah bu demokratik standartları yükseltme çabalarımız devam edecek. Her geçen gün üzerine koyarak devam edeceğiz. Hukuk devletini tüm unsurlarıyla egemen kılıncaya kadar gayretlerimiz devam edecek'' dedi.