BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53
HABER /  MEDYA

AK Parti Amerikan projesi mi?

Fehmi Koru bugünkü yazısında son günlerde gündeme oturan 'AK Parti'nin Amerikan projsi olduğu' iddialarına dair çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM

'Ak Parti'nin bir Amerikan projesi olduğu'na dair Cemaate yakınlığıyla bilinen Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç'ın 23 Aralık'ta kaleme aldığı yazı, gündeme bomba gibi düştü.

'Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Amerikalılarla anlaşarak yola çıktığı ve Erdoğan’ın yolunu Amerika'nın açtığı' iddiaları üzerine Habertürk yazarı Fehmi Koru, çok çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

Koru'ya göre, ortaya atılan tez, iddia edildiğinden çok daha farklı ve bu tezi sıcak tutmak için olağanüstü çaba sarf diliyor.

İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:

(...) 

Teze göre, Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül Washington’dan aldıkları icazetle AK Parti’yi kurmuşlar. ABD “Benim çıkarlarımı kolla, İsrail’le iyi geçin” tavsiyesiyle önce Necmettin Erbakan’a yaklaşmış, o reddedince, onlarla irtibat kurmuş...

AK Parti, sizin anlayacağınız, bir “Amerikan projesi” imiş...

 İnanan çıkar mı bilmiyorum, AK Parti’nin izlediği politik çizgiyle ters düştüğü için de sanmıyorum; ancak yine de birileri şu günlerde tezi sıcak tutmak için olağanüstü çabalar sarf ediyor.

Benim gözleme dayalı bilgim ise tezin iddia ettiğinden çok farklı.

Robert Pearson, AK Parti’nin kurulduğu dönemde ABD’nin Ankara Büyükelçisi’ydi. Ülkelerini Ankara’da temsil eden neredeyse bütün büyükelçiler yeni kurulan partiyi ziyaret ettikleri ve birkaç kez uzak durmasının mahzurları kendisine de çıtlatıldığı halde, Pearson, kapısından içeri adımını atmaya aylarca direndi.

DAVOS TOPLANTISI

Yıllar sonra Tayyip Erdoğan’ın “One minute” çıkışıyla ünlenecek Davos toplantısı, 11 Eylül (2001) eylemleri sonrasında New York’ta yapıldığında, Gül-Erdoğan ikilisi de davetliydi. Davos toplantısı sonrasında AK Parti heyeti Washington’a gitti. Bülent Alirıza’nın Türkiye bölümü başkanı olduğu CSIS dışında kendilerine ev sahipliği edecek itibarlı bir düşünce kuruluşu çıkmadığı gibi, çok alt düzeyde bürokratlarla muhatap edilmek istendiler.

Washington’un 2002 seçiminde beklediği, AK Parti’siz bir koalisyondu.

1 MART TEZKERESİ KRİZİ

Gözleme dayalı bu bilgiye ek olarak, AK Parti’nin iktidar oluşunun dördüncü ayında baş gösteren 1 Mart tezkeresi krizi, Büyükelçi Eric Edelman’la aleni sürtüşmeler, İsrail’le hiçbir zaman düz gitmeyen hükümet politikası ve en önemlisi Wikileaks belgelerinde okuduğumuz Amerikalı diplomatların Erdoğan ile Gül’e dair değerlendirmeleri de tezi boşa çıkartıyor.

“Abesle iştigal” buna denir işte.