Ailenizin Cumhurbaşkanı…
Seçeceğimiz cumhurbaşkanı ve milletvekilleri için gösterdiğimiz gayret ve performansı kendi cumhurbaşkanlığımız ve bakanlığımız için gösteriyor muyuz acaba?
Bir günlüğüne bir sefere çıkarak Anadolu’nun güzel şehirlerinden birinde vakit geçirdim. Karşılayan ve ağırlayan dostlar ile birlikte bu küçük şehrin akilleri arasında bulundum.
Bu tür küçük yerlerdeki fotoğrafa bakınca aslında güzel ülkemin bütününe yansıdığını müşahede ettim.
Seçim sath-ı mailine girdiğimiz şu günlerde toplumun ve büyük-küçük şehirlerin tüm kesimlerini bir telaş aldı.
Kimisi ilk defa gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimi için Erdoğan’ın karşısında bütünü ile toplaşıp henüz aday dahi çıkaramadan memleketi yönetme telaşında, kimisi milletvekili olup millete hizmet etme telaşında.
Toplumun kahır ekseriyeti ise kendilerini yönetecek insanları seçmenin telaşında.Özellikle seçmende tatlı bir telaş var.
Herkes kendi adaylarının iktidar olmasını veya partisinin milletvekilinin meclise girmesi için çalışıyor. Bu uğurda da elinden geleni ardına koymuyor.
Gerek kahve köşelerinde gerek sokak başlarında yakaladığı kişiye kendi adayını seçmesi için cansiperane yırtınıyor. Hele bir de seçim kampanyaları başlasın. Elinde bayraklarla meydan meydan dolaşmaktan evine uğramaya bile vakit bulamayacak seçmenler…
Eeee haklılar da tabi, kendilerini önümüzdeki yıllarda yönetecek insanları seçecekler. Seçtikleri insanlar da onlara ekonomiden eğitime, sağlıktan enerjiye, spordan kültüre varıncaya kadar birçok alanda hizmet verecekler… Tabii ki onlar hassas olmasın da kim hassas olsun canım…
Bu hassasiyete sözümüzde yok zaten...
Burada bi dakika durup düşünelim!
Biz hepimiz, tüm seçmenler ailemizin başta cumhurbaşkanı olmak üzere, ekonomi bakanı, eğitim bakanı, içişleri bakanı, dışişleri bakanı ve daha birçok bakanı değil miyiz?
Evet öyleyiz…
Üstelik bizim cumhurbaşkanlığımız beş yıllık falan da değil, ömürlük. Cumhurbaşkanlığı veya bakanlığımız ölünce sona eriyor.
Yeni seçeceğimiz cumhurbaşkanı ve milletvekilleri için gösterdiğimiz gayret ve performansı kendi cumhurbaşkanlığımız ve bakanlığımız için gösteriyor muyuz acaba?
Mesela;
Çocuklarımızı karşımıza alıp onlarla sohbet ediyor muyuz?
Eşimizi dinlemeye, onun dertlerini anlamaya, derman olmaya çalışıyor muyuz?
Siyasiler için rahatlıkla kullandığımız “senin için her şeyi yaparız”. “Sen nereye gidersen oradayız” minvalindeki sözleri eşimize ve çocuklarımıza karşı da söylüyor muyuz?
Desteklediğimiz adaylara gösterdiğimiz müsamaha ve sabrı eşimiz ve çocuklarımız için de gösteriyor muyuz?
Adaylarla birlikte yaptığımız veya yapacağımız ziyaretleri komşularımıza da yapmayı düşünüyor muyuz?
Çocuklarımızla birlikte oturup onların eğitimleriyle ilgileniyor, birlikte ders çalışıyor muyuz?
Eşimizle ve çocuklarımızla birlikte oturup gelecek planları yapıyor muyuz?
Milletvekili aday adaylarına daha şimdiden yapmaya başladığımız “sayın vekilim” tarzı yağcılık kokan cümleleri eşimize karşı içten bir şekilde “sevgilim, tatlım, canım, bitanem, hayatım” şeklinde sarf ediyor muyuz?
Milletvekili aday adayları ile yaptığımız toplantıları kendi aile bireylerimizle yapıyor muyuz?
Milletvekili aday adaylarının sosyal medyadaki paylaşımlarına yaptığımız beğenileri eşimizin veya çocuklarımızın hal ve hareketlerine karşı yapıyor muyuz?
Bu ve benzeri sorulara verdiğimiz cevaplar “evet” değilse geçiniz efendim geçiniz. Biz daha en küçük dairedeki eşimize ve çocuklarımıza karşı cumhurbaşkanlığı ve bakanlık görevlerimizi yapamıyorsak cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin her birini seçsek ne olur?
Biz önce kendi aile cumhuriyetimizi koruyup kollayıp gözetelim.
Siyasi seçimlerde yaşadığımız tatlı telaşların fazlasını aile bireyleri için yaşayalım.
Onlara karşı adil, sevecen, hürmetli, hakkaniyetli olalım.
Unutmayalım, ‘nasılsanız öyle yönetilirsiniz’ şiarını ser taç edelim.
Adilsek adil yönetiliriz...
Seviyorsak sevgiyle yönetiliriz...
Merhametliysek merhametle yönetiliriz...
Biz önce kendi ailemizin cumhurbaşkanı ve bakanı olalım ki başkaları da bizim cumhurbaşkanınız ve vekilimiz olsun.
SOSYAL MEDYA TAKİP