BIST 9.731
DOLAR 32,51
EURO 34,78
ALTIN 2.432,40

Ağacın su faturası olur mu?

Memleket havası almaya gittim... Biraz kafa dinlemeye... Vallahi ne yalan söyleyeyim dinledim de... Çünkü Anadolu'da siyaset denen illet yok... O olmayınca da suni bir dert yok... Onların derdi yaşama dair... Ne kafadaki örtüde, ne Köşk'teki yeni düzende gözleri... Önlerine konan faturalarla mücadeleleri.

Ben görmeyeli bizim oralarda düzen bir hayli değişmiş.
Artık evlere her ağaç için su faturası gelir olmuş...
Yok daha neler demeyin!
Vallahi gerçek... Ben de çok şaşırdım...
Anlatayım...

Devlet Su İşleri sağolsun bizim memlekete (Sivas-Akıncılar ilçesi) bir baraj yaptı. Bu sayede yarısı kıraç olan arazi de sulanmaya başlandı. Ürün çoğaldı, bereket arttı...

Araziyi sulamak parayla, elbette bedava olacak değildi. Kimsenin de öyle bir isteği yok zaten. Ama bir uygulama var ki isyan ettiriyor herkesi.

Bizim oralarda her tarlanın etrafına söğüt ya da kavak ağaçları dikilir. Hem gölge olsun hem yeşillik yapsın hem de arazinin sınırlarını belli etsin diye... DSİ, arazisindeki ürününü sulayan çiftçiden bir de bu ağaçlar için ekstra para istiyor. Neymiş efendim ağaç yetiştiriyorlarmış, tarla sulanırken ağaçlar da su çekiyormuş.

Sözünü ettiğim bağ, bahçe değil. Yanlış anlamayın. Onların faturasına kimsenin itirazı yok. Bu dediklerim ekim yapılan tarlaların sınırlarına dikilen ürünsüz ağaçlar için...

Kimse derdini anlatamıyor. Bu ağaçlar kar getirmez, gölgesi dışında faydası yoktur diye. DSİ onları çiftçinin sulamadan elde ettiği kar hanesine yazıyor. Ağaç başına da su faturası düzenleniyor.

Çiftçi ne yapsın! Gücü olan "ya sabır" deyip o parayı ödüyor. Olmayan ise eline baltayı alıp, birer ikişer ağaçları kesiyor. Su ile yeşile bürünen o ova şimdi yavaş yavaş ağaçtan arındırılıyor. Gördükçe insanın yüreği ağlıyor. 

Bizim eve de gelmiş o faturalardan bir tane. Bu fatura daha garip. Ekip biçmediğimiz bir tarlamız vardı. Onun etrafı ağaçlarla çevrili. Yan tarafından DSİ'nin kanalı geçiyor. İşte fatura onun için. Bizim yüzsüz ağaçlar, o kanaldan çaktırmadan su içiyorlarmış.
Güler misin kızar mısın!

Yurdumdan garip bir manzara işte...
Söğüt ağacının bile su faturası var.
Allah Ankara'dakilere biraz insaf versin. Ne diyeyim...