BIST 9.133
DOLAR 32,37
EURO 35,04
ALTIN 2.326,89

Acem Ruleti!

Huzursuzlukların kol gezdiği coğrafya: Ortadoğu!IŞID, Irak, Suriye, Yemen derken bölgesel huzurun yeniden temini giderek daha önemli bir hale geliyor. Bu süreç içerisinde tek umut doğuran gelişme İran için yaşanıyor. Normalleşme beklentileri, İran’ın batı

Huzursuzlukların kol gezdiği coğrafya: Ortadoğu!

IŞID, Irak, Suriye, Yemen derken bölgesel huzurun yeniden temini giderek daha önemli bir hale geliyor. Bu süreç içerisinde tek umut doğuran gelişme İran için yaşanıyor.

Normalleşme beklentileri, İran’ın batıyla arasındaki kara kedilerin rengini en azından beyaza çevirebilir. Yani sorunlar halının altına ötelenebilir

Bu sürecin umut vaat eden tarafı ise, ABD için şu sıralar İran’ın çok daha fazla önem ve anlam ifade ediyor olması. Niye mi? İzah etmeye çalışalım…

2014 verileri itibariyle İran’ın toplam ihracatında Çin %21’lik pay ile birinci sırada iken bunu %9.2 ile Japonya ve %9 ile Türkiye takip ediyor. Bu ülkelerin ortak özelliği ise enerji gereksinimlerinin varlığı. Zira Çin dünyanın en büyük ikinci enerji tüketicisi konumundadır. Bu bağlamda İran’ın ihracat gelirlerinin %82’sini petrol ve doğal gaz oluşturuyor.

İthalat tarafında ise Birleşik Arap Emirlikleri %31 ile başı çekerken, İran toplam ithalatının %17’sini Çin ile gerçekleştiriyor. Türkiye ve Güney Kore bu ülkeleri takip ediyor.

Bu tablodan anlaşılacağı üzere Çin, İran’a konulan ambargo sonrasında adeta kötü gün dostu olmuş durumda. İran’ın bölgesel sıkışıklığını hafifleten bir partner olmayı becerebilen Çin, İran’ın Hazar Denizi üzerinden Rusya desteğini almasında da temel rolü oynadı. Ayrıca sağlık, kimyasal ve teknoloji transferi açısından da bu dönemde İran için temel stratejik ortaklardan biri konumunda oldu. Zaman zaman doğrudan kendi rol alsa da genellikle Rusya üzerinden hareket etti. Öyle ya da böyle Çin, İran’la kurduğu köprüler sayesinde Ortadoğu’da yer almayı ve söz sahibi olmayı başarabildi.

Bugün gelinen noktada ise Çin, başını çektiği Asya Altyapı Yatırım Bankası-AIIB ile ABD’ye çoktan meydan okumuş durumda. Takip eden süreçte ise sırada CIPS’in, yani Çin Uluslararası ödeme/transfer sisteminin devreye alınması var. Kredi kartı ödeme sistemi ise çoktan kullanılmaya başlandı.

Bunların anlamı, Çin’in Yuan’ı Dolara rakip bir para birimi haline getirmek istemesi!

Diğer bir deyişle bölgesel ticarette rezerv olarak kullanılacak yeni bir para biriminin oluşum sürecinin tamamlanması!

Kısacası ABD ve Çin saflarını net olarak ortaya koymuş durumda…

Şimdi diğer ülkelerinin tercihlerini net olarak yapmaları bekleniyor.

Bu öyle hemen olacak bir iş değil. Şimdilik diğer ülkeler iki tarafa da hoş görünmek istiyorlar.

Hatta ABD’nin sıkı müttefiki İngiltere bile Çin’e zeytin dalı uzattı.

Çok net…

Ortadoğu petrolün ve gazın kalbi!

Bir taraftan da İsrail’in top koşturduğu bir mecra görünümünde…

Ancak herkes biliyor ki Ortadoğu demek İran demek!

Bu petrol zengini Acem diyarı gerek sevkiyatın kontrolü, gerekse de kuzeyde Hazar Denizi’nden güneyde Yemen’e kadar ticaret yollarının tam kalbinde bulunması nedeniyle hem ABD’nin hem de Çin’in vazgeçemeyeceği gözdesi.

Ne var ki, ABD uzunca süre İran’dan vazgeçmiş göründü.

Bugün ise Çin ile girdiği ve iyice gün yüzüne çıkan ekonomik mücadele; Birleşik Devletleri İran ile normalleşme sürecinin yaşanması noktasında mecbur bırakıyor.

Son yaşananlar ise, İran’ın ambargo sürecinin nihayete erdirilmesini çabuklaştıracak gibi…

Birleşik Arap Emirlikleri’nden sonra İran’da AIIB’nın kurucu ortaklarından olmayı kabul etti.

Bunun yanı sıra, Rusya ile takasa dayalı ticarete başlayacağını bildirdi. Diğer bir deyişle Rusya İran petrolünü satacak, bunun karşılığında İran’a buğday, teknoloji, inşaat malzemeleri ve hatta silah verecek. İran petrolü ise doğrudan Hindistan ve Çin’e sevk edilmiş olacak.

Bu ne anlama geliyor?

Bu hamle, Çin’in Rusya üzerinden İran’ı yeni bölgesel ekonomik birliktelik içerisine çekmesindeki ilk adım olarak değerlendirilebilir. Ve ayrıca bu hamle, petrolün Dolar bazlı fiyatlandırılmasının karşısında yeni para birimine dayalı fiyatlandırma düşleyen Rusya-Çin ittifakı için ilk resmi uluslararası ticaret uygulaması olarak düşünebilir. Hangi pencereden bakarsanız bakın bu adımlar ABD’nin aleyhine.

İran tüm bunların farkında olarak ve kaybedeceği bir şey olmadığını ABD’ye göstermek adına AIIB’na üyelik ve Rusya ile takasa dayalı ticaret gibi hamleleri ardı arkasına uygulamaya koyuyor.

ABD’ye kısaca, ‘acele edin!’ diyor…

İran Meclisi ABD’nin ambargoyu sürece bağlı olarak değil, anlaşmaya bağlı olarak tamamen sonlandırması gerektiğini net olarak ortaya koydu bile!

ABD’nin ise yapabileceği çok bir şey kalmamış gibi.

Zira İran’ın uluslararası piyasalarda bağlı tutulan 100 milyar $’lık petrol geliri, alternatif Çin endeksli oluşumlar yanında İran için geçmişteki kadar ‘olmazsa olmaz’ görünmüyor!

İşte bu nedenle İsrail, İran meselesinde ABD için eskisi kadar ‘vazgeçilmez’ değil.

İran’ı zorlayan ise içindeki ses! Yani İranlı’lar…

Devrim muhalifleri...

Bu ikilem içerisinde İran bu sese kulak vermiyor gibi görünse de, içerideki bu beklentiyi bastırmış görünmek için adeta üç maymunu oynamaya devam ediyor…

Sözün özü, Çin ve ABD arasındaki oyunda gözde konumundaki İran, eline geçen tarihi fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyor…

Hamleler tek tek yapılıyor.

Ama söz konusu İran olunca, avantaj gibi görünen ABD ya da Çin’in aleyhine olabilir.

İran’la stratejik ortaklık bugünden daha kötü veya iyi olabilir…

Görünen o ki, oyunun adı ‘Acem Ruleti’!

Ve bu oyun sonucunda sadece bir kazanan olacak…

Çin mi yoksa ABD’mi karlı çıkar bilinmez ancak en azından mevcut konjonktür itibariyle İran’ın her iki kulvarda yer alma olasılığı mümkün görünmüyor. İzleyip göreceğiz…

Twitter: @SonerGokten