BIST 9.080
DOLAR 32,37
EURO 34,96
ALTIN 2.325,56

Abdullah Öcalan sürecin bir 'taraf'ı mı?

"Barış" adına her şey güzel giderken, her iki lider gerçekten hastalandı mı, yoksa kendi aralarında anlaşarak, "konuşmama" kararı mı aldılar?

Başbakan Erdoğan, aniden rahatsızlandı Salı sabahı. AK Parti Grubu'nda yapacağı çok önemli konuşmayı yapmadı hasta olunca!  Şu tesadüfe bakın ki, aynı gün BDP lideri Selahattin Demirtaş da hastalandı. 

O da önemli açıklamalar yapacaktı anjiyo olmasaydı.

"Barış" adına her şey güzel giderken, her iki lider gerçekten hastalandı mı, yoksa kendi aralarında anlaşarak, "konuşmama" kararı mı aldılar? 

"Konuşmama"
ve "sürece zarar vermeme" kararı! 

Bilmiyorum!

Ama bildiğim bir şey var ki, macun tüpten çıktı artık.

Barış kapıda!

"Barış"ın engelleneceği yönündeki şüpheleri bugünden sonra yersiz buluyorum. Zira "barış"ın temeli çok sağlam. Temeli bu kadar sağlam atılan "barış"ı hiçbir güç engelleyemez.

Ne "Derin PKK" ne de "Derin Devlet"...

Hiç kimsenin gücü yetmez bu temeli sarsmaya!

Neden biliyor musunuz?

"Taraflar" çok kararlı çünkü!

                            ***

"Hain"ler listesine "taraflar" dedim diye beni de ekleyen olacaktır. Ancak, benim bu listede olmam gerçekleri değiştirmiyor ne yazık ki...  APO bu işin bir tarafı olduğu gibi, belirleyicisi de. Ne diyorsa o yapılıyor. İşte PKK'nın elindeki "tutsaklar", (Ne demeliydim, kaçırılan askerler mi, yoksa kaçırılan kaymakam adayı mı? Ben böyle yazarsam, PKK'nın serbest bıraktığı kişiler tutsaklıktan kurtulacak mı?) serbest bırakılmaları için bir sözü yetti!

Cezaevlerindeki "açlık grevleri"ni de APO bitirmişti hatırlarsanız!

APO'nun bu kadar belirleyici olması, muhalefet kanadının tepkisine neden oluyor. "Barış" sağlanacaksa, neden olan kişinin Abdullah Öcalan olmasını istemiyorlar çünkü. Oysa herkes görüyor ve biliyor ki, "barış"ın sağlanması Abdullah Öcalan'ın iki dudağı arasında.

"Hainler" listesinin en tepesine adı yazılan Başbakan Erdoğan, bunu bile bile siyasi geleceğini riske attı!

"Her şey, akan kanın durması için!"

"İmralı tutanakları"nın sızması bile, Erdoğan'a geri adım attırmaya yetmedi!

"Sustu" ve "öteki taraf"a da, "az konuşun" mesajı verdi!

Kürt politikacıların da örülen "barış duvar"ında harcı var!

BDP'liler suskun ve sürecin mutlu sona ulaşması için ne gerekiyorsa yapıyorlar! 

Ümit ediyorum, sonuna kadar sürsün bu hassasiyet.

İkinci bir OSLO fiyaskosunun yaşanmaması ise en büyük temennim.