BIST 9.693
DOLAR 32,58
EURO 34,79
ALTIN 2.507,80

Abdullah Gül'süz bir AK Parti mümkün mü?

AK Parti Erdoğan'ı şimdiden Köşk'e çıkardı lakin Başbakanlık konusu halen kördüğüm. Ahmet ve Numan Hoca,Binali ve Mehmet Ali Bey konuşulsa da taban Abdullah Gül'ü istiyor. Erdoğan'ın kafasındaki model ne olursa olsun "Gül'süz AK Parti"formülü zor görülüyo

Sandığın ucu göründü. Bir ay sonra Devletin 1 numarasını seçeceğiz. Sayılı günler çabuk geçer demişler ama ortada tuhaf bir durum var: Sanki sonucu belli olan bir seçime gidiyoruz .Bunu nerden mi çıkarıyorum? Baksanıza Cumhurbaşkanı’nın kim olacağından çok muhtemel Başbakan adaylarını konuşuyoruz. 

Ekmeleddin ve Selahattin Beyler kusura bakmasın ama Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı borsa tabiriyle “satın alınmış” durumda. İktidar cephesi seçimi kafada bitirmiş;ilk turda yüzde 52 mi 54’mü alırız hesabı yapıyor. Başbakan, 10 Ağustos’a kadar konuşmayın telkini yapsa da AK Partililerin olduğu her ortamda hep malum mevzu konuşuluyor. Hep aynı soruya cevap aranıyor: Erdoğan'ın koltuğuna kim ouracak yani Başbakan kim olacak?  


GÜL'SÜZ AK PARTİ MÜMKÜN MÜ?  

Bu soruların da cevabı yok. Ama şu söylenebilir:Bugün itibariyle “Gül’süz AK Parti” mümkün değil. Gül, Başbakanlığa kendi koşullarında ve yarışsız dönmek istiyor. Partiye dönüş için en başta Başbakan Erdoğan’dan güçlü bir “çağrı” bekleyecektir. Delegelerin oybirliğiyle tabiri caizse “anahtar teslim” kongreyi tercih edecektir. Gül için  2015 Haziran seçimleri arefesini öngörenler dönüş tarihin kısaltmış görünüyor.  Dönüş tarihi olarak  Eylül Kongresi bile konuşulmaya başlandı. Herşey ikili arasındaki anlaşmaya bağlı.AK Parti’nin ajandasında Kasım ayında bir “baskın seçim”olasılığı olduğunu da söyleyelim. 

 

TABAN "GÜL"Ü İSTİYOR  

Başbakan Erdoğan’ın adaylığını resmileştirdiği 3 Temmuz sonrası farklı bir hava oluştu parti kamuoyunda. Gül,Arınç hatta Babacan dışlanıyormuydu yoksa? Estirilen hava “taban”ı rahatsız etti.Bülent Arınç o çıkışı boşuna yapmadı. Köşk’ten gelen haberler de Abdullah Gül’ün hiç de kenarda bekleme niyetinde olmadığı yönündeydi. Milletvekilleri ,teşkilatlar kendilerini “Cumhurbaşkanı Erdoğan” a alıştırdıkları için Başbakanlık konusuna daha ciddi kafa yordular. Görüldü ki halkın ve partinin eğilimi benzeşiyor. Erdoğan sonrası için üzerinde uzlaşılan tek bir isim çıkıyor o da Abdullah Gül 

BAŞBAKAN KİM OLACAK?  

Önce bir durum tesbiti yapalım.Bu sorunun cevabı meçhul.Bazı işaretlerden tahminler yapılıyor olsa da ortada ‘resmi’leşmiş isim yok. Erdoğan bile henüz kafasında netleştirmemiş olbilir yerine düşündüğü kişiyi.Burası Türkiye ve hızlı değişimler olabiliyor. Rüzgar her zaman aynı yönden esmiyor. Başbakanlık ve partinin geleceği konusunda belirleyici aktör Erdoğan .Ne istediğini biliyoruz. Sistemi değiştiremese dahi “fiili Başkan” gibi davranacak. Dolayısıyla buna uygun bir Başbakan gerekiyor.Erdoğan’ın gönlündeki modele uyan isimler belli: Ahmet Davutoğlu, Mehmet Ali Şahin, Binali Yıldırım. Henüz milletvekili olmaya Numan Kurtulmuş’u da bir kenara not edelim. Görüldüğü gibi Abdullah Gül –Bülent Arınç profilleri bu formüle uymuyor.  

İŞİD'E KADAR "AHMET HOCA" RÜZGARI ESTİ 

Erdoğan ilk işaretleri parti MYK’sında vermişti. Mayıs-Haziran aylarıydı ve o aralar Ahmet Davutoğlu rüzgarı esmeye başlamıştı.Suriye politikasıyla yara alan “Hoca”nın yıldızı yeniden parlıyordu. Hatırı sayılır akademisyen,danışman kadrosu “Hoca” nın arkasındaydı. Başbakanlığı kutlayan erken“Hayırlı olsun” tebrikleri bile gelmeye başlamıştı.Taa ki İŞİD olayına kadar. Musul’da konsolosluk baskını havayı döndürdü. İbre birden Binali Yıldırım’a dönüverdi. Geçiş dönemi için Binali ve Mehmet Ali Bey’lerin adı konuşuldu. Bir başka “hoca”nın adı daha fazla telaffuz edilmeye başlanmıştı. Partisini kapatıp AK Parti'ye katıldığı günden beri "Potansiyel" olan Numan Kurtulmuş'un ismi daha sık konuşulur olmuştu. Özellikle 2015 sonrası için... 

YENİDEN PUTİN-MEDVEDEV MODELİ  

Evet , AK parti’de Abdullah Gül’ün ayak sesleri duyulmaya başlandı. Rafa kaldırılan en eski formül olan “Putin-Medvedev” modeli yeniden partinin birinci tercihi haline geldi. Bir nevi baş dönülüyor. AK Parti için en düşük maliyetli seçeneğin bu olduğu konuşuluyor. Gül dışında hiçbir adayın “bütünleştirici” etki yapamayacağına inanılıyor.Erdoğan bu konuları ilk açtığında Bülent Arınç, M.Ali Şahin, Hüseyin Çelik ve Beşir Atalay “Sizden sonra Gül olmalı”diye net ifadeler kullanmıştı.

Bu seslerin gitgide fazlalaştığı görülüyor. AK Parti’nin seçimlere mutlaka “güçlü lider”le gitmesi gerektiğine inanılıyor. Şu hesabı da yabana atmamak lazım. Yüzde 40’ın altında alınacak oy koalisyon riski doğuruyor. CHP-MHP koalisyonu olduğunu varsayalım… Erdoğan’ı Köşk’te rahat bırakırlar mı? 

GÜL,ERDOĞAN'LA YARIŞIR MI?  

Siyasetle az çok haşir-neşir olan herkes bu tabloyu görüyor. Abdullah Gül’ün elinin 1 ay öncesine göre daha güçlü olduğunu söyleyebiliriz.TOBB’un iftarındaki hava Gül’ün moralini yükseltti.”Bundan sonra da milletime hizmete devam edeceğim” sözlerinin anlamı açık.Gül, güçlü bir şekilde “buradayım”mesajı verdi.

Başbakan Erdoğan halkın sürekli nabzını tutan bir siyasetçi. Partisinin ve halkın eğilimlerini görüyordur.İşinin kolay olduğu söylenemez. İstediği Başbakanlık profiline Gül uymuyor. İşin garibi Gül’ün de Erdoğan’ın biçtiği role rıza göstermesi mümkün değil.iki bilinmeyenli denklemle karşı karşıyayız. Ne olacak?Nasıl anlaşacaklar? Erdoğan,oyun planını mı değiştirecek?



 

YA ERDOĞAN İLE GÜL ANLAŞAMAZSA?  

Erdoğan ile Gül anlaşamazsa ne olur?Günlerin ne getireceği bilinmez ama Gül bir süre bekleme moduna geçecektir.Yeni bir siyasi oluşum yerine “kurucu”su olduğu partideki gelişmelieri izler. Gül’ün Erdoğan’a rağmen kongre yarışına girmesi en korkulan senaryo.Ne kadar teşkilatlar değiştirilse de  tabanda Erdoğan’dan sonra en güçlü isim halen Abdullah Gül . Erdoğan’sız bir yarışta Gül’ün rakibinin işi kolay olmaz. Hem de Erdoğan’ın tam desteğine rağmen…Gül o yarışı ancak kılpayı kaybeder. Ama 14 yıldır yaşanmayan O mücadele partiye çok şey kaybettirir.İşte o zaman AK Parti’nin ANAP’laşma süreci başlar. 

ARINÇ VE BABACAN'DA OLMAZ 

AK Parti önümüzdeki süreçte Abdullah Gül’ün pozisyonuna göre şekillenecek. Gül gelse de gelmese de hiçbirşey eskisi gibi olmaz. Gül’süz bir senaryoda “Başbakan” olmayacak bir Bülent Arınç ve Ali Babacan muhtemeldir ki kenara çekilecek ve kendi istekleriyle kabineye girmeyeceklerdir.