BIST 9.722
DOLAR 32,52
EURO 34,93
ALTIN 2.425,53

Abdulhamid Yaşıyor..!!!

Faşizan tutum sonrası Hollanda’nın yapmış olduğu aşağılık tavır zannetmeyelim ki yeni olan bir tutumdur!

Tarihi noktalarda en azından yakın tarih üzerinde temel bilgilere sahip olmamız gerektiğini nerdeyse yazılarımın ekseriyetinde dile getiriyorum.

Uluslararası muvazenelerde ve iç siyasette neyin neden olduğunu anlayabilmemiz kolaylaşır.

Türkiye olarak neden uzun yıllar sıkıntı yaşıyoruz ya da neden kendi şahsiyetimiz ile kendi kararlarımızı vermemizi istemiyorlar.

Kararlarımızı kendimiz inşa etmeye çalışmamız durumunda ise hem içimize soktukları nifak tohumlarının filizlenmiş yaratıkları ile hem de dıştan müdahale ederek engel olma çabalarını çok daha iyi görebilir ve anlayabiliriz.

Faşizan tutum sonrası Hollanda’nın yapmış olduğu aşağılık tavır zannetmeyelim ki yeni olan bir tutumdur!

Belki son zamanlarda Avrupa Birliği’ne üye gavur ülkelerden fiziki olarak ilk defa ırkçılık ve faşistlik görüyoruz lakin içten içe sinsice hem ekonomik hem siyasi tavırları hep bu yönde şekil bulduğunu da unutmayalım.

Nezaket abidesi değerli Bakanımıza karşı yapılan bu alçakça tutumun yaşandığı geceyi bir gazeteci edası ile yazmak yerine saikleri açısından ve tarihi açıdan birkaç kelam etmek gerekir diye düşünüyorum.

Avrupa denilen şeytan birliğinin kurulma amacı zaten Osmanlı’ya karşı değil miydi?

Osmanlı’ya karşı olmalarının en büyük nedeni ise İslam.

İslam’ı bütün dünya üzerinde en sağlıklı ve sadık şekilde yaşayan devlet olmamız hasebi ile düşman oldular ve alçaklıklarını her bir dönemde gösterdiler.

Batıyı yönlendiren Batıda var dedim her zaman.

Batı’nın karşısına İslam”’ı düşman olarak koyup şekillendirdiler.

Batı, mevzilenmenin yolunu ararken kendisini İslam düşmanlığı üzerinden inşa sürecine giriyor.

Artık uygarlık ve medeniyet temeline dayalı bir dünya düzeni kurulmaktadır.

Bundan sonra asıl çatışma Batı ve İslam arasında olacaktır.

Türkiye’nin ve bir çok uygarlığın “Emperyalizm”  olarak adlandırdığı Avrupa önümüzdeki tarih zemininde Türkiye’ye muhtaç bunu görecek ve bilecekler.

Bu tür olaylar sadece bugün gerçekleşmiyor.

Ciddi bir tarih okuması yaptığımızda Peygamber Efendimizden bu güne, İslâm'a savaş açmış, dilleriyle, sözleriyle, şiirleriyle, akılları ve bedenleriyle fesat çıkarmaya çalışan bu uğurda mücadele eden bir sürü olay görmemiz mümkün.

İslam’ı temsil eden lider Erdoğan nezaretinde gene İslam’ı temsil eden devlet Türkiye olarak bu şeytanların karşısında nelerin yapılması gerektiğini düşünme zamanıdır.

Ne gerekiyorsa onu…

Kolektif hareket etmek ve sorumluluklarımız neyi öngörüyorsa onu yapmaya devam etmek durumundayız

Bu olayların bir diğer boyutu ülkemizde Batı’nın özellikle uluslararası medyada ve içimizde kendisine destekçi arayışı içerisinde olması ve bulmasıdır....

Türkiye ve Müslümanlar olarak bir taraf olmak zorunda olduğumuz bilinci ile hakkın yanını seçerken eylemlerimiz ve hareketlerimizle nifak sahiplerinin  ekmeğine yağ sürmeden ilerlemeye dikkat etmeliyiz.

Bir takım ne olduğu belirsiz ideolojilerin ve şahsi hesapların Türkiye’ye zarar verdiğini görmek durumundayız.

Bu şeytanlar iyi biliyorlar ki; 17 Nisan sabahı itibari ile Türkiye yapacağı “Evet” tercihi ile güncellenecek olan sistemimiz karşısında şeytanlıklarını yapamayacaklar.

Osmanlıya yeniden şahsiyet kazandırma yolunda doğru zeminde ve siyasi hamleler ile taze kan veren Abdulhamid’in ve Osmanlının altını oymak için yaptıkları faşizan tutumları kısa bir okuma neticesinde hepimiz görebiliriz.

Bu şeytanların en çok korktukları ve sindikleri dönem Abdulhamid dönemi ve Abdulhamid’in siyasi, İslami ve şahsi kişiliği idi.

Abdulhamid hem İslam’ın yeniden neşvünema bulması için ıslahatlar yaptı hem de vatandaşına kimlik kazandırmanın savaşını verdi.

Şimdi yaşanan tarih aynısı bunu unutmayalım!

Abdulhamid şahsında ve Osmanlıya yaptıkları siyasi oyunların aynısını Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a yapmaya çalışıyorlar.

Erdoğanın şahsında Abdülhamidi gördükleri için korku zehirlenmesi yaşıyorlar.

Aslında çok basit…

Türkiye'nin yeniden İslam’ın öncüsü olmasını istemiyorlar.

Biliyorlar ki, Osmanlı ruhu yeniden canlanırsa korktukları başlarına gelecek.

Görüyorlar ki, Abdulhamid Türkiye zemininde halen yaşıyor.