529 Kardeşin Asılıyor
Zulme karşı direnişin, darbeye boyun eğmemenin bedeli idam kararı oldu Mısır'da. 1 değil, 5 değil, 10 değil, 100 değil... 529 insan..
İdam cezasına rağmen yüzlerindeki bu tebessüm, haklı
oldukları davanın uğruna can verecek olmalarından
belki...
Şehadete giden bu yolda ölüm korkusunun gölgelemediği
yürekleriyle 529 müslüman, Rabia'yla selamlıyor
Azrail'i...
Zulme karşı direnişin, darbeye boyun eğmemenin bedeli idam
kararı oldu Mısır'da.
1 değil, 5 değil, 10 değil, 100 değil... Tam 529
insan...
Ölümün 1'i de 529'u da bir aslında...
Fakat 529 insanın 20 dakikada verilen idam kararına
dünya dönüp bakmıyor bile.
Neden? Müslüman oldukları için mi?
Her fırsatta bize insan hakları ve demokrasi dersi veren,
en ufak bir olayda parmak sallamayı kendine bir borç bilen dünya
ülkeleri nerede?
Hadi onların insan hakları kendine işliyor, mevzu bahis müslüman
olunca 3 maymuna dönüyorlar diyelim. Peki ya Müslüman
ülkeler neden seslerini çıkarmıyor?
Ama bir saniye!
Sisi'yi ilk kutlayanlardan biri de Suudi Arabistan Kralı
değil miydi?
Hani, "Mısır'ın içişlerine karışarak fitneyi
ateşlemeye çalışanlar karşısında Mısır'la birlikte
duruyoruz" demişti de hemen ardından Filistin, Kuveyt ve
Bahreyn de bu sözleri desteklediklerini bildirmişti.
İş yine başa düştü!
Türkiye'nin ümmet duyarlılığı her ne kadar bizi "değerli
yalnızlığa" itse de, bu zulme "dur"
diyecek ses yine bizden yükselecek.
Ama bir saniye!
Tüm dünyadaki müslümanlara ümmet duyarlılığıyla sahip çıkan
özellikle İslamcı abilerimiz, ablalarımız son 5
aydır kendi ülkelerindeki müslüman kardeşlerini örgüt üyesi
ve terörist ilan etmemişler miydi? Hatta büyük bir
şehvetle ve nefret söylemiyle " inlerine girin, dağıtın
bunları, hapislerde süründürün" demiyorlar mı?
Biliyorum, biliyorum.... Aynı şey değil tabi. Hem
idamlarını istemiyorlar ki! ( Allah'tan idam cezası
kalktı bu memlekette ) Fakat üslubun keskinliği
ve söylemin şehveti nefretin geldiği boyutları görmek açısından
önemli.
Sadece onlar mı peki?
Daha geçen günlerde hepimizi acıya boğan 3,5 yaşındaki
Pamir'in ölümünü düşünün.
Acının, ölümün birleştirmeyip, liğme liğme dağıttığı
bir toplum olup çıkmadık mı? Bir bebeğin ölümü üzerinden
bile kendi kardeşine hiç sorgusuz sualsiz ocu, bucu, şucu diyerek
kin kusmayı fırsat bilen insanlara "529 Kardeşin Asılıyor" cümlesi
ne ifade edecek bilemiyorum.
Bilemiyorum ama yine de söylüyorum...
28 Nisan'da kalplerine cenneti yazan bu 529 insan için son
hüküm verilecek.
O zamana kadar dünya sessiz kalsa da sen kalma!
Evet bu bir dava meselesi, bu bir ümmet meselesi, bu darbeye karşı
duruş meselesi ama tüm bunlardan önce bu bir vicdan
meselesi.
Dini, dili, ırkı, görüşü, bakışı ne olursa olsun hiç bir vicdan
darbeye karşı direniş gösterdi diye 529 insanın idamını seyretmeye
razı gelmez, gelemez, gelmemeli...
Mısır'da Esmalar, Habibeler yüreğimize Rabia'yı kazıdı.
Umarım "529" gerçekleşen idamlarla değil de idamları durduracak
insanlığın yükselen sesiyle kazınır yüreklerimize.
İdam cezası alan Mısırlılar böyle selamladılar
dünyayı: