BIST 8.905
DOLAR 32,34
EURO 35,10
ALTIN 2.240,56

529 Kardeşin Asılıyor

Zulme karşı direnişin, darbeye boyun eğmemenin bedeli idam kararı oldu Mısır'da. 1 değil, 5 değil, 10 değil, 100 değil... 529 insan..


İdam cezasına rağmen yüzlerindeki bu tebessüm, haklı oldukları davanın uğruna can verecek olmalarından belki...


Şehadete giden bu yolda ölüm korkusunun gölgelemediği yürekleriyle 529 müslüman, Rabia'yla selamlıyor Azrail'i...

Zulme karşı direnişin, darbeye boyun eğmemenin bedeli idam kararı oldu Mısır'da.

1 değil, 5 değil, 10 değil, 100 değil...  Tam 529 insan... 

Ölümün 1'i de 529'u da bir aslında...

Fakat 529 insanın 20 dakikada verilen idam kararına dünya dönüp bakmıyor bile.

Neden? Müslüman oldukları için mi? 

Her fırsatta bize insan hakları ve demokrasi dersi veren, en ufak bir olayda parmak sallamayı kendine bir borç bilen dünya ülkeleri nerede? 

Hadi onların insan hakları kendine işliyor, mevzu bahis müslüman olunca 3 maymuna dönüyorlar diyelim. Peki ya Müslüman ülkeler neden seslerini çıkarmıyor? 

Ama bir saniye! 

Sisi'yi ilk kutlayanlardan biri de Suudi Arabistan Kralı değil miydi?

Hani, "Mısır'ın içişlerine karışarak fitneyi ateşlemeye çalışanlar karşısında Mısır'la birlikte duruyoruz" demişti de hemen ardından Filistin, Kuveyt ve Bahreyn de bu sözleri desteklediklerini bildirmişti. 

İş yine başa düştü!

Türkiye'nin ümmet duyarlılığı her ne kadar bizi "değerli yalnızlığa" itse de, bu zulme "dur" diyecek ses yine bizden yükselecek. 

Ama bir saniye!

Tüm dünyadaki müslümanlara ümmet duyarlılığıyla sahip çıkan özellikle İslamcı abilerimiz, ablalarımız son 5 aydır kendi ülkelerindeki müslüman kardeşlerini örgüt üyesi ve terörist ilan etmemişler miydi? Hatta büyük bir şehvetle ve nefret söylemiyle " inlerine girin, dağıtın bunları, hapislerde süründürün" demiyorlar mı? 

Biliyorum, biliyorum.... Aynı şey değil tabi. Hem idamlarını istemiyorlar ki! ( Allah'tan idam cezası kalktı bu memlekette )  Fakat üslubun keskinliği ve söylemin şehveti nefretin geldiği boyutları görmek açısından önemli. 

Sadece onlar mı peki? 

Daha geçen günlerde hepimizi acıya boğan 3,5 yaşındaki Pamir'in ölümünü düşünün.

Acının, ölümün birleştirmeyip, liğme liğme dağıttığı bir toplum olup çıkmadık mı? Bir bebeğin ölümü üzerinden bile kendi kardeşine hiç sorgusuz sualsiz ocu, bucu, şucu diyerek kin kusmayı fırsat bilen insanlara "529 Kardeşin Asılıyor" cümlesi ne ifade edecek bilemiyorum.

Bilemiyorum ama yine de söylüyorum...

28 Nisan'da kalplerine cenneti yazan bu 529 insan için son hüküm verilecek.

O zamana kadar dünya sessiz kalsa da sen kalma!

Evet bu bir dava meselesi, bu bir ümmet meselesi, bu darbeye karşı duruş meselesi ama tüm bunlardan önce bu bir vicdan meselesi.

Dini, dili, ırkı, görüşü, bakışı ne olursa olsun hiç bir vicdan darbeye karşı direniş gösterdi diye 529 insanın idamını seyretmeye razı gelmez, gelemez, gelmemeli...

Mısır'da Esmalar, Habibeler yüreğimize Rabia'yı kazıdı. Umarım "529" gerçekleşen idamlarla değil de idamları durduracak insanlığın yükselen sesiyle kazınır yüreklerimize.

İdam cezası alan Mısırlılar böyle selamladılar dünyayı: