BIST 8.718
DOLAR 32,34
EURO 35,20
ALTIN 2.247,76

28 Şubat ve unuttuklarımız

28 Şubat'ın gölgesi altında büyürken,Biz artık bir tek şeyi çok iyi biliyorduk: "Öteki" olmanın ne demek olduğunu.

Bilmiyorduk Şubat'ın bu kadar üşüttüğünü,

Dört mevsimin dördünün de kışa dönebileceğini bilmiyorduk.

Bir akşam vakti son perdesi kapanan oyunun,

Sabahında yepyeni oyunlara gebe olduğunu bilmiyorduk.

Tanklar geçerken çocukluğumdan, darbeler indi gençliğime.

Kar yağıyordu...

Ve haberler, sokağımda üniformalı adamların rütbe parlattığını yazıyordu.

Sürgün yerken öğretmenlerimiz, bilmiyorduk ne kadar süreceğini,

Kimse bilmiyordu başındaki örtünün bedelinin, kaç yıl edeceğini.

İkna odalarından geçerken en irticai yanlarımız,

Çaresizliğin gözyaşlarıyla umudu yeşerttiğimizi bilmiyorduk.

28 Şubat'ın gölgesi altında büyürken,

Biz artık bir tek şeyi çok iyi biliyorduk:

"Öteki" olmanın ne demek olduğunu.

Bilmediklerimizi öğrendikçe, bildiklerimizi unuttuk.

Akıl almaz bir mağruriyetle, yıllarca süren mağduriyetimizi unuttuk.

Üniversite kapılarından gözü yaşlı kovulduğumuz günleri,

Şallarımızı savururken attığımız kahkahalarla unuttuk.

Her türlü hakkı gasp edilmiş bir nesil olarak,

Kul hakkına riayeti unuttuk.

İnandığımız gibi yaşamaya çalışırken gördüğümüz zulmü,

Yaşadığımız gibi inanmaya başlarken unuttuk.

Müteahhitlikten köşeleri dönerken, mücahitliği unuttuk.

İhale peşinde koştururken dava adamlığını unuttuk.

Ceplerimiz şiştikçe yükselen egolarımıza güvenerek,

Alçakgönüllü olmayı unuttuk.

140 vuruşluk karaktersizlere prim vermekten,

Sözü özüne denk düşenlerin değerini unuttuk.

Acılarımızın öğrettiği bütün dersleri bir bir asarken,

Vicdanımıza yakalandığımızda bile utanmayı unuttuk.

Aslımızı, neslimizi, derdimizi, davamızı, dostumuzu, düşmanımızı unuttuk da unuttuk.

En çok da en iyi bildiğimiz şeyi; "öteki"ni unuttuk.