BIST 9.459
DOLAR 32,60
EURO 34,82
ALTIN 2.497,98

2017; ekonomik ve akademik seferberlik ile referandum/seçim yılı mı olacak?

2016 ekonomik açıdan kayıp yılı oldu,2017 mutlaka kazanılmalı.

EKONOMİK SEFERBERLİK..

Olağanüstü şartlar nedeniyle 2016 yılı olumsuzluklar içinde tamamlanıyor. Turizm’den iş hayatına, sebze-meyveden ihracata  çok önemli kayıplarımız oldu.  İflaslar arttı, kiralık-satılık iş yerleri-evler çoğaldı. Sanat-kültür faaliyetleri bıçak gibi kesildi. Zaten terörün en çok vurduğu alan müzik piyasası ve aylardır yaprak kımıldamıyor…(Müzik deyince sadece popüler isimler düşünülmesin!...) Neyse ki,hükümet işi sıkı tuttu. Bankaların faizi düşürmesi  emlak piyasasında olumlu karşılandı. Rusya ve diğer komşularla olan ilişkilerin düzeltilmesiyle kapılar yeniden açılmaya başlandı.

 Son enerji konferansı/zirvesi ile 60’a yakın ülke başkanı/temsilcisi İstanbul’a geldi,ikili anlaşmalar imzalandı. Sn. Cumhubaşkanı’nın, Sn. Başbakan’ın ve Enerji Bakanı Sn. Berat Albayrak’ın ev sahipliğinde çalışmalar çok başarılı geçti. Şimdi sıra; “yeni düzene göre, kararların  gözden geçirilmesi, yönetmeliklerin elden geçirilmesi ve kapıların açılmasına”  geldi.

Basına sızan haberlerde hükümet tarafından  bu çalışmaların hızla yapılacağı söyleniyor. İş dünyası tedbirleri merakla bekliyor.

 “Hükümet, 2017'yi yatırım, üretim ve istihdam yılına çevirmek için adeta seferberlik başlattı. Yatırımcıları rahatlatacak, Doğu ve Güneydoğu'da kalkınmayı sağlayacak paketleri kamuoyuna açıkladıktan sonra 2017-2019 Orta Vadeli Programı (OVP) da ilan eden Başbakan Binali Yıldırım, yatırımların önünü açacak kritik düzenlemelerin çıkarılması için de bakanlara ve parti kurmaylarına talimat verdi. Meclis'te OHAL ve KHK'larla ilgili düzenlemelerle birlikte, ekonomiyi ilgilendiren dört önemli adım hızla atılacak. Ekonomi yönetiminin üzerinde son rötuşlarını yaptığı 2017 Bütçesi'nin 17 Ekim'e kadar Meclis'e sunulması gerekiyor. Önümüzdeki yıl ekonomide yüzde 4.4'lük büyüme oranı hedefleyen hükümet, işsizlik oranını yüzde 10.2'ye çekme planı yaptı. Enflasyonu yüzde 6.5'e indirmek ve ihracatı 153 milyar doların üzerine çıkarmak da, bütçenin stratejik hedefleri arasında bulunuyor. 2017 yılında hedeflerin tutturulabilmesi için üretim ve yatırım en önemli hassasiyetler olarak öne çıkıyor. Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Tasarısı da, işletmelerin finansmana erişimini kolaylaştıracak kritik adımlardan biri olacak. Bu kapsamda; çok yıllık ürün veren ağaçlardan, fikri ve sınai mülkiyete konu haklara, ham maddelerden hayvanlara, kira gelirlerinden makine ve teçhizata kadar haklar, teminat olarak kabul edilebilecek. Tasarı, 1 Ocak 2017'de yürürlüğe girecek. Patent Kanunu'na da öncelik verilecek ve düzenleme yasalaştırılacak. Böylece sanayide yerli üretimin hızlandırılması hedefleniyor. Düzenlemeyle, marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı modelle geleneksel ürün adlarına ilişkin haklar korunacak. Ekonomik ve sosyal ilerlemeyi hızlandıracağı belirtilen düzenlemeyle, marka tescil süreçleri basitleştirilerek kısaltılıyor.Çıkarılacak düzenlemelerden biri de 'Bilirkişilik Kanun Tasarısı' olacak. Bilirkişilik Danışma Kurulu'nda, TOBB'dan TESK'e, TMMOB'dan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği'nden temsilcilere kadar isimler olacak. Özellikle ekonomi ve ticaretle ilgili davalarla ilgili süreçlerin daha sağlıklı işlemesi sağlanacak.” (Hakkı Kurban/Akşam)

 

AKADEMİK SEFERBERLİK…

Sn.Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki akademik açılış töreninde konuştu;

“2006’da kurulan 40 üniversitemiz arasından seçilen 5 yüksek öğretim kurumumuz bölgesel kalkınma için ihtiyaç duyulan alanlarda özel olarak teşvik edilecek ve desteklenecek. Burada 5 üniversitemizi ve desteklenecekleri alanları açıklıyorum. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi; hayvancılık alanında, Düzce Üniversitesi; sağlık ve çevre alanında,Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi; tarım ve jeotermal alanında,Bingöl Üniversitesi; tarım havza bazlı kalkınma alanında, Uşak Üniversitesi;  tekstil, dericilik, seramik alanında “Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması Projesi”nin pilot yüksek öğretim kurumları olarak belirlenmiştir.” dedi.

Geçmiş yazılarımızda, yıllardır bu görüşte olduğumuzu, üniversitelerin; yöresel özelliklerine göre yapılanması (bina olarak ta) gerektiğinin, bulunduğu yörede motor görevi görmesinin topluma daha yararlı olacağını belirtmiştim.

Bu arada Kültür ve Turizm Bakanı  Sn.Nabi Avcı da İstanbul Üniversitesi’nin açılış törenine katıldı ve; 1980’li yılların başında tasarlanmış olan yüksek öğrenim düzeniyle, Türkiye’deki yüksek öğrenimi geleceğe taşımanın mümkün olmayacağına dikkat çekerek, “200’e yaklaşan ve kendi içinde de çeşitlenmiş olan yüksek öğretim kurumlarımızın ihtiyaçlarını günün beklentileriyle birleştiren bir yeni düzenlemeye ihtiyacımız var” dedi..

YÖK’ün yapısı,  her zamanki gibi yine gündemde. Ama, üniversitelerin en büyük kamburu ve asıl önemlisi “sahtecilikle  sınavları geçip unvan alanlar.”  Bu arada; rektör ve dekan atamaları bekliyor ve vekaleten yürütülen görevler sağlıklı olmuyor. Anayasada; YÖK ve üniversiteler ile  ilgili maddeler değişmeden nasıl bir sistemin getirileceği/düşünüldüğü belli değil, ya da Sn.Cumhurbaşkanı dışında kimse bilmiyor… Herkes istim üzerinde…Merakla bekleniyor...

SEÇİME DOĞRU MU?!…

Ülkemizin içinde bulunduğu ortamdan kurtulması ve siyasi ayağının da temizlenmesi için; seçimin şart olduğu ve iki seçimin birlikte olması gerektiği sıkça paylaşılan bir görüş... “Seçim; yakın zamanda zaten mümkün değil, ancak, 2017 son üç ayı olabilir” demiştik. Şimdi bir de başkanlık referandumu dile getiriliyor. Bu konudaki görüşlerimiz paylaşılmaya/seslendirilmeye başlandı.Örneklerle devam edelim;

“…Bugünün tablosu, aslında partilerin aralarında anlaşarak, yeni anayasa yapmalarını mümkün kılıyor. Partilerin bu anayasanın Türkiye için bir zaruret olduğuna inanması lazım. Olmadığı taktirde millet, buna inanıyor ve yeni anayasayı yapacak bir parlamento tablosunu en kısa zamanda oluşturur. Anayasayla ilgili her zaman ümitliyim.." (Mustafa Şentop, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı)

 “……Güvenilir bazı haber kaynaklarım, belediyelerin seçim bütçelerini oluşturmaya başladığını haber veriyor. "Genel seçim için belediyeler neden seçim bütçesi yapıyor?" diye sorabilirsiniz. 
Çünkü; hem genel, hem de yerel seçimlerin bir arada yapılacağı bir seçim yaşanacak. Bu sayede belediyeler, Fetöcü başkanlardan arındırılacak. Anketler, AK Parti'nin olası bir erken seçimde yüzde 55-57 sınırına dayanacağını gösteriyor. Bu oy oranı Anayasa'yı tek başına değiştirme ve başkanlık sistemine geçiş için yeter de artar bile... Tarih mi? 2018 yılını bulmayacağından adım gibi eminim!....” (Süleyman Özışık/İnternethaber)

“…..Ankara’da bir süredir, 2017’nin Mart - Nisan ya da Eylül - Ekim döneminde bir erken yerel seçim olabileceği söylentisi zaten vardı.O söylenti, son haftalarda biraz daha yaygın hale geldi.Bu durumun nedeni, AK Parti’nin kendi içindeki FETÖ bağlantılı yerel yönetim kadrolarından arınmak için böyle bir yolu tercih edebileceği görüşü.Kulislerde, iktidar partisinin bu temizliği; bir ‘toplu ihraç’ yöntemi ile gerçekleştirmek yerine, erken yerel seçim formülüne başvurabileceği yorumları yapılıyor. Yani FETÖ ile bağlantılı isimleri tekrar aday göstermeyerek, yerel yönetim kadrolarını yenilemek...” (Murat Çelik/Vatan)

“YÜKSEK Seçim Kurulu (YSK), olası bir erken seçime hazırlık için kolları sıvadı. Seçimde kullanılacak oy pusulaları için filigranlı kağıt basımına 17 Ekim'de başlanacak. Basım işi, bu kez yurt dışında değil İzmir'de yapılacak. Devlet Malzeme Ofisi (DMO), YSK'nın, seçim pusulası ve zarflarında kullanılmak üzere filigranlı kağıt ihtiyacını karşılamak amacıyla haziran ayında ihaleye çıktı. DMO, iç ve dış piyasaya 983.5 ton filigranlı kağıt satın alacağını ilan etti. Son kağıt alımını Slovenya'dan yapan YSK, kağıtların basımı sırasında da gözetmen olarak üyelerini bu ülkeye göndermişti. Bu kez İzmir'de yapılacak filigranlı kağıt basımına 17 Ekim'de başlanacak.” (Saliha Çolak/Habertürk)

Son dakika:

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı NTV canlı yayınında soruları yanıtladı ve (19.10.2016) başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Başkanlık teklifi ile ilgili 2007 yılında çalışma yaptıklarını hatırlatan Yazıcı; “Meclis’te kurulan komisyonlarda hazırlandı. 3-5 gün içinde de toplayacağız. 12-15 maddeyi içeren bir teklifle başkanlık sistemi hayata geçirilebilecektir.”  dedi. “Teklif 330'un üzerinde oy alırsa takvim nasıl şekillenir?" sorusuna şöyle cevap verdi:  "Bu da düzenlemeye bağlı. Üç aylık geçici maddeyle sunulabilir. Bugüne kadar uygulamalarda olduğu gibi ocak ayında geçerse, cumhurbaşkanın onaylama süreci var. Diğer çalışmalara da baktığımızda nisan ayına denk geliyor. Şu şu maddeler diye formüle edilmiş bir çalışma yok. Ama bunlar daha önce dediğim metinlerde var, bunları bir araya toplarız”