BIST 9.645
DOLAR 32,56
EURO 34,88
ALTIN 2.431,45
HABER /  GÜNCEL

12 Eylül'de iftar bile yaptırmamışlar!

Milli Selamet Partisi Kilis İlçe Başkanı olan Ali Şahin; referandumu milat olarak gördüğünü söyledi.

Abone ol

12 Eylül 1980 ihtilalinde Milli Selamet Partisi Kilis İlçe Başkanı olan Ali Şahin; referandumu, darbe döneminde çektikleri sıkıntıların kurtarıcısı olarak görüyor. Gözaltına alındığı dönemde oruçlu olduğunu belirten Şahin, iftar vakti geldiğinde yemek istediklerini ancak bu taleplerinin yerine getirilmediğini ifade etti.

O dönem sıkıntı çeken herkesi 'evet' demeye çağıran Şahin; çektikleri çilelerin, gördükleri eziyetin referandumda 'evet' çıkmasıyla azalacağını söyledi. 1980 darbesini, köy odasındaki radyodan öğrendiği ilk anda gözaltına alınacağını anlayan Ali Şahin, iki kez ailesiyle kaçmayı planladığını, ancak askerin yolları kapatması nedeniyle Kilis'ten çıkış yapamadığını dile getirdi.

Arandığını, kayınbiraderinden öğrenen Şahin, karakola gidip kendisini tanıttığı ilk andan itibaren ağır hakaretlere maruz kaldığını belirtti.
Nezarete girdiğinde ilçe başkanlığındaki arkadaşlarıyla karşılaştığını söyleyen Şahin, "Geceyi koğuşta geçirdik. 8-10 tane karyola vardı. İçimiz rahat olmadığı için uyuyamadık. Bazı arkadaşlarımız, zaruri ihtiyaçlarını gidermek için askerlere seslendi, kapıyı çaldık kimse bakmadı. Sonradan gelen askerler de hakaret dolusu sözler söyleyip gittiler. Mecburen arkadaşlar ihtiyaçlarını kaldığımız koğuşta giderdi. Geceyi pislik içinde geçirdik." dedi.

"İNSANLAR, YAŞADIKLARIMIZI GÖRSELER HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLARDI"

Asker tarafından serbest kalınca soluğu evinde aldığını anlatan Şahin, şöyle konuştu: "Eve geldim, baktım ki her tarafı yıkıp dökmüşler. Aradan birkaç gün geçtikten sonra bu sefer de iki sivil polis geldi. Etrafı aramaya başladılar. Tabi ben ne olup bittiğini anlamadım. Sadece sivil polis olduklarını biliyorum. Yazıhaneye gittik. Orayı da arayıp taradılar. Orada da bir şey bulmayınca eve gittik. Hanım, evi yeni temizleyip toparlamıştı. Benim çok kitabım var. Onların arasını aradılar, her tarafa baktılar bir şey yok. Tekrar aşağı indiler. Masamın kenarında duran dini kasetleri aldılar. Aramaya devam ederken, Osman Seracettin hazretlerinin fotoğrafını gördüler, 'İşte bulduk' diyerek emniyeti aradılar.

O zaman emniyette merhametsiz bir müdür vardı. Onu aramışlar 'hemen getirin' demiş. Karakola gittik, baktım belediyenin şoförü Duran usta da ordaydı. Neden burada olduğunu sorunca o da bir şey bilmediğini sadece getirdiklerini söyledi. İkimizi alıp aşağıya trafiğe götürdüler. Orada da 7-8 gün kaldık. Orada bizlere ağır suçlar işlemiş suçlular gibi muamele gösterdiler. Sonra tekrar yukarı karakola gittik. Burada parmak izimizi aldılar, fotoğrafımızı çektiler. Sonra arabaya binmemizi, Gaziantep'e gideceğimizi söylediler. Bizleri, sonradan adını öğrendiğimiz F8 diye bir yere getirdiler. Orada üstümüzü aradıktan sonra bir yere koydular."
İnsanları gruplara ayırarak, işkence yaptıklarını kaydeden Şahin, her gruba ayrı ayrı cezalar uygulandığını, ağır hakaretler içeren sözler söylendiğini aktardı.

İşkence görenlerin seslerinin bodrum katına kadar duyulduğunu belirten Şahin, "İnsanlar, yaşadıklarımızı görseler hüngür hüngür ağlardı. Çileli günler aklıma geldikçe hüzünleniyorum, onun için referandumda 'evet' diyeceğim." şeklinde konuştu.